Dünyanın en başarılı ve en zengin insanları | İbrahim Uysal
Konuşuyoruz Konuşuyoruz Ama Anlaşamıyoruz
Yaşamın her alanında, bilim ve teknoloji ilerledi, yine her alanda, bilgiye ulaşım da dâhil iletişim kolaylaştı.
İnsanoğlunun evrimi her geçen gün biraz daha farklılaşıyor.
Dünyanın en başarılı, en zengin, en ünlü, en güzel vs. insanlarına bakıyorsunuz, ağa değiller, savışçı değiller, ama bir önceki yüzyıldan farklı işler yapıyorlar.
Nereden gelmişler, nereye gidiyorlar? Ne iş yapmışlar, yapıyorlar ve işin en önemli özellikleri ne? Giderken de yanlarında kimleri götürüyorlar. Hatta dünyayı nereye götürüyorlar.
Bildiğiniz bir kaç ismi sayarsam, gerisini arif olan anlar.
Günümüzde başarı para demek… Para getirmiyor ise yaptığınız işte başarılı sayılmazsınız. Sayılsanız bile sizi yakın çevreniz dışında kimse bilmez, tanımaz. Tanısalar bile bir sürer sonra unutulursunuz.
2021 yılının en başarılı ve en zengin insanları kim diye internette sorsanız, karşınıza hemen hemen aynı isimler çıkar.
Her derde deva şirket Amazon’un kurucusu ve sahibi Jeff Bezos, son dört-beş yılın liste başında…
Peki bu başarı insanların öyküleri nedir?
Jeffrey Preston Bezos doğum adıyla Jeffrey Preston Jorgensen, 12 Ocak 1964’te ABD’de doğru. Jeff Bezos, dünya çapında faaliyet gösteren teknoloji şirketi Amazon’un kurucusu, CEO’su ve başkanı olarak bilinen Amerikalı internet girişimcisi, sanayici, medya sahibi ve yatırımcı.
2017 öncesi, Forbes servet endeksindeki listesindeki ilk yüz milyarderden olan Bezos, 2017 sonrası ise dünyanın en zengin kişisi oldu ve Temmuz 2018’de net serveti 150 milyar Amerikan dolarını geçti. Geliştirdiği bu girişimin başarı doğurmasıyla, Time tarafından 1999’da Yılın Kişisi seçildi. Blue Origin’in de kurucusu ve sahibi olan Bezos, 2013 yılında The Washington Post gazetesini satın alarak medya sektörünede giriş yaptı.
1999’da Yılın Kişisi 1986 yılında Princeton Üniversitesi’nin elektrik ve bilgisayar bilimi mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Wall Street’te çeşitli alanlarda çalışır ve 1994’ün sonunda New York’tan Seattle’a doğru şehirlerarası bir yolculuk yaparken, Amazon’u kurdu.
Şirket, ilk başta internette çevrimiçi kitap mağazası olarak başlar, video, ses yayını, bulut bilişim ve yapay zeka ile uğraşırken, kendine e-ticaret içinde bulur.
Gerisi malûm!.. Biliniyor.
Bill Gates, Warren Buffet derken, ortalıklarda olan ama birden Elon Mask, diye birisi çıkıveriyor ortaya. En zenginler listesinde Jeff Bezos’dan sonra gelse de, adı her gün bir yerde geçiyor.
Dünyanın ene zengin ve en başarılı insanlar listesine baksanız aynı isimleri görseniz de ben “imalat hatası” diyorum. Başarılar listesinde, Bill Gates, Jeff Bezos, Steve Jobs’dan sonra Albert Einstein’ı görüyoruz.
Daha sonralarda da Vincent Van Gogh ve Walt Disney’i.
İşte burada bilim, bilgi ve ülkelerin yurttaşlarına sağladığı özgür girişimci tavır ve olanaklar geliyor.
Ben kişi olarak, bireysel başarıların toplumsal yararlar sağlamasından yanayım. Kişisel ün ve servet sağlayanlarından yana değil.
Günümüz dünyası bireysel başarıyı teşvik eden, toplumsallığı ise reddeden bir ekonomik ve siyasal süreç tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir.
Peki, bunu nasıl tanımlamak gerek?
JOURNAL OF AWARENESS dergisinin, Ocak 2018 yılı ilk sayısında, Kaan YİĞENOĞLU bir bilimsel araştırma yayımladı. Başlığı, “21. YÜZYILIN İDEOLOJİK GÜÇ MÜCADELESİ: ULUSLARARASI SİSTEMİN DEĞİŞEN DOĞASINI ANLAMAK”.
Bunu kendisi şöyle özetliyor.
“20. yüzyılın temel ideolojik çatışması kapitalizm ile sosyalizm arasında gerçekleşmiştir. Bu çatışma kapitalist ideolojiyi destekleyenler ile kapitalist ideolojiye karşıt olanlar arasında gerçekleşmektedir.
- yüzyılda ise bu ideolojik çatışmanın evirildiğine şahit olunmaktadır. 21. yüzyılın temel ideolojik çatışması globalciler ile kapitalistler arasında olmaktadır.
Globalciler ile kapitalistler arasındaki çatışma kapitalist ideoloji taraftarları ile karşıtları arasında değil, kapitalist ideolojinin farklı fraksiyonları arasında gelişmektedir. Söz konusu gelişmelerin bu yeni ideolojik çatışma bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir.”
Burada, “İDEOLOJİ” sözcüğü benim açımdan çok önemlidir.
Geneli, günümüzde ortadan kalktığı söylenen ideolojiler. Oysa Yiğenoğlu, bilimsel makalesinde haklı olarak, süreci ideolojik olarak tanımlıyor.
Bizde,” ağzı olan konuşur.” O halde bu “ideoloji” nedir?
Oxford sözlük ideolojiyi, “düşün-bilimsel (felsefe), toplumsal ya da siyasal bir öğreti oluşturan, ülkü olarak da benimsenebilir. Kişi ve kurumların davranışlarına yön veren düşünceler bütünüdür.”
Peki, elinizdeki telefondan “Google ve Vikipedia aramalarına bakıldığında, ideoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan siyasi bilimler, toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren siyasal kavramlar, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, erdemsel, estetik düşünceler bütünü” olarak tanımlar.
Bütüne bakıldığında, “ideolojilerin ortadan katlığı dönemleri ortaya koyar.
Bugün Türkiye’de yaşananların temelinde işte bu cehalet yatıyor.
Bilgiden çok “hurafeler*” yaşamımıza yöne veriyor.
Bu cahilliğin çokbilmişliği varken, ülkenin sağcısından solcusuna, iktidar yandaşından muhalefete kadar çoğu aynı kumaşın bezidir aslında.
*Hurafe: Kur’an’da bulunmayan, din dışı yollarla sonradan Müslümanların hayatına katılan, dinî inançmış gibi kabul edilen söz, düşünce ve davranışların tümüdür.