Suskunluğum Sırf Aşkın Hatırına | Gülüm Çamlısoy
Bir rengi olduğunu bilmiyordum ölümün, olsa olsa gri bir sağanak içimin yerleşkesi ve basan karabasanlar şanlı rüyanın şiarı iken hüznün perdesi nasıl ki inik gözlerime…
Ah, meylettiğim yarınlar:
Telli duvaklı değildi hayaller
Sadece sıradan bir ömür
Dilemişken Tanrı’dan
Bana sonsuzluğu bahşetti
Soluksuz kaldığım her yeni gün her yeni başlangıç
Tırnaklarım kısa ve küt
Saçlarımda saklı redif dolu bukleler
Şiirin şahikası bir gülüş
Kırlangıç kanatlarında gecenin
Resmettiğim bir temenni ya da sıra dışı bir dileğin
Bitimsiz nazı ve niyazı ve türküsü.
Hırpaniydi mehtap, bulutların taciz ateşi
Yıldız vasfımla göz kırptığım boşluk
Hibe ettiğim kıvılcımlar
Aşkla şerh düştüğüm varlığım ve kaderim
İzahı vardı ya da yok
Bilmez miyim hem ben, gülüşlerin tok karnına çekilmediğini
Elbet açlıkla terbiye ettiğim bedenim ve nefsim
Bir zümre ise duygular
Temize geçtiğim günün kare kodu
Okuttuğum yüreğimi kasada
Önsezilerimle diktiğim yasım ve yaşımın muadili
Kırık olan pencereden kuş bakışı
Süzüldüğüm evrenin katmanları
Hürriyet ve aşk…
Sahi ikisi nasıl da yakışır birbirine ve nasıl da şıktır
İzdivacı aşkın, özleme tebessüm eden
Cefa dolu ömrün tok sesinde
Esefle adımladığım yolum
İçtimada geçen ömrün tutuklusuyum mademki
Bir avazda serdiğim hüzün ve mutluluk
Bakaya kalan bir güvercinin kanatlarına takılı gözlerim
Aklım ve sefasını süremediğim kadar hayatın…
Dilemması olsa olsa umudun
Raylardaki mevcudiyeti
Bir tren garında hapsolduğum
Biletsiz yolcu olmanın utkusu
Bazen tutulan nutkuma sürdüğüm ruj gibi
Renklerin ve duyguların istila ettiği
Her hücrem her zerrem
İhtimamla yaşamanın bedeli
Sancılı bir doğumun sönük telaşı
Ölümsüzlüğe nazire eden yürekten s/üzülen her hece
İhbar ettiğim evrene
Kanıksadığım güne ve ömre
Taziyelerimi sunduğum aşkın coğrafyası
Ah, nasıl da nasıl da gider gücüme:
Sil baştan sevmek
Şiarım bundan böyle üzülmek…
Bir geçitse aşk
Bir kapalı kutu zihnin dağlarında saklı o sızı o cümbüş
Körüklü sözcüklerin bindiği otobüs gibi:
Haydi, ilerleyin baylar bayanlar demenin türküsü
Bir nakarat yüreğin kundaklandığı
Bir azap yalnızlığın kuraklığı
Bir hece ölçüsü ise yaşamak
Keşfe çıktığım cihanın yaslı taslağı
Dilediğimce seviyordum madem
Delirdiğim kadar da seveceğim kendimi
Kayıtsız şartsız varlığım armağan olsun şiire
Şiirleri katık bildiğim gecenin yüzü suyu hürmetine
Kaybolduğumun da ibaresi
Nasıl ki aşk diye şiir diye düştümse yola
Suskunluğum ve kabullendiğim sırf aşkın hatırına
Yoksa ben nasıl da gürültüyle severdim sizi…