Herkese ve hiç kimseye | Sibel Altuğ
Stromae – Papaoutai; Çok kıymetli bir eser…
Klip bende performans sanatçısı olma arzusunu tetikledi. Ancak şimdilik bundan söz edilemez. İhtiyaçlar piramidinin (Malsow) henuz altındayken toplumun sanattan (Estetikten)söz eden birini ütopik görmesini anlıyorum ve hiç kızmıyorum. Her şeyin farkında olmanın bazen ıstırabını yaşasak da coşkumuz en az bir delininki kadar parlaktır bizim).
Salvador dalının bir sözü var çok severim:
Bir deli ile aramdaki tek fark deli aklının yerinde olduğunu sanır bense deli olduğunu biliyorum.
Eğitimin amacı “kendini” gerçekleştirmektir. Kendini var etmeye en yakın basamak estetik ihtiyacını karşılama basamağıdır. Piramidin tepesinde sanat var ancak sanat aşağıdaki basamakları geçememiş tolumlar için ütopik görülür ihtiyaç değildir. (Sanat Eğitimcilerinin Bunu Öfkelenmeden Olgunlukla Karşılaması Gerekir)
Sanat psikojidir, felsefedir, tarihtir. Sanat başlı basına sosyoloji bilmektir. Bir söz var bir lise müdürünün ağzından bir toplantıda duymuştum: Bir çuval harnup yedim bir dirhem bal aldım. (Sanatçı o balı kağıda, tuvale, kelimeye, performansa dökendir).
Atatürk muhteşem bir liderdir. Öngörü kapasitesi yüksektir. Pekcok farklı zekâ alenini bir arada kullanabilme kapasitesine sahiptir.
Atatürk şöyle der sanatçı olan sanatçı (!) hakkında:
… Uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.
Biliyorum ilklerden yeniliklerden korkuyor bu toplum o nedenle şimdi bu haldeyiz ya.
Aramadan yanılmadan hareketsizce bir şey bulunamaz böyle ancak tepeden inme sistemleriniz olur. Onlarla oyalanabilir ve bir yerde elinizde böyle patlar…
…
…