Ve İşte Kesiyorum Pastayı | Gülüm Çamlısoy
Teslim ol, sevdalı yüreğim ve izin ver senin varlığını yoklamama ben ki; nöbet tuttuğum gecelere sırnaşırım ve sırdaşımdır hem mevsim hem gece: makberimi aydınlık kılan seyri duyguların bazen yol aldığım bazen kat çıktığım en çok en çok da katlanan acılarım ve unutma asla unutma: ben nasıl da mahmurum.
Gönlün titri, bayım
Gökte saklı her yıldızı her izi siz bildiğim
Metruk hanelerde saklı gölgeleri bile sevip de başını okşadığım
Her karartı her karanlık her kamaştığımda gözlerim
Kambersiz düğün misali
Ben ki mealiyim duyguların
Ben ki; bana uzak
Ben ki benle tutuştuğu kavgada sırlarım kadar yeknesak
Olmayan sözcükleri yol bildim tarh bildim
Bilinmezin seyrüseferinde cilaladım da yerleri…
Ah, o kaygan zemin tam da tam da dokunacakken mutluluğa
Kaybolan bir isin verdiği fermanı
Tekdüze olmadığım kadar tekim
Tekil kimliğimle berduş sözcüklerin
Kasıp kavurduğu iklimde saklı mehtabım
Gecemi gündüz
Aşkı dehliz
Yalnızlığı kor hecelerden çaldığım kadar
Melundur kimi zaman sessizlik
Mikado çöpleri gibi dağınık
Nasıl da dağınık duygularım
Gözlerim kamaştığında
Savurduğum o nida yok mu…
Bilin de mahcubiyetimdendir size uzak kaldığım
Bu aşkın tuzak olduğunu aslında ilk günden
Tahmin edip de veryansın eden kalemin
Söylediği ninnide uyuttum sanmayın da yüreği
Kıt kanaat sevenlere itibar etmediğim kadar
Kaybolan ömrün
Kanaatkâr yüreğin
Emsalsiz dokunuşunda sefasını süremediğim
Hayatın aslında devasa bir kaya olduğunu yeni keşfettim.
Nereden bilebilirdim ki her zerremin koşut bildiği
Yalnızlığa top tüfek giriştiğim
Bilin ki saklıdır sadece Allah katında
Gözlerden uzak bir masalım ben
Hem anlatıcısı hem kahramanı: söylediklerimden
Arda kalanlarsa ihbarıdır yüreğimin
Kefil olduğum şu safiyet yüklü benliğim
Bazense kalabalıkta bir başıma kalakaldığım
Haşmetli bir mızrabım ben
Duyduğum ıstırapsa bilinmez tarafınca insanların
İnsan olduğum kadar da metruktür yaşadığım gezegen
Hem dünyayım hem sonsuzluk
Hem aşkım hem yalnızlık hele ki içimde saklı o kor
Hecelediğim sözcüklerden inşa ettiğim uzun bir koridordur
Aklımın gidip geldiği.
Yalnızlığımınsa gücünde saklı bir güneş gibi
Asla da batmadığım doğru
Balçıkla sıvandığıma ise tek şahit Yaratan
Ve de temiz kaldığımı tek bilen
Yaratıların en yücesi olsa ne ki insan?
Ah, vicdanım ah mevsimsiz ç/ağladığım
Seyrindeyim işte ufkun
Semazen yüreğimde esen
Binlerce şiir ve güfte
Hem kırıktır kanadım
Hem de minyondur kayıt açtığım kalbim
Bir o kadar devasa bir dehliz içinde sürüklendiğim
Kokusu ve dokusu sadece bende gizli bir aşkın meczubu
Varlığımın katmanlarında saklıdır aralıksız
Kulaklarımda çalan o ıssız şarkı
Şakıdığım kadar gözlerimi kamaştıran
Cahil cesareti ile nasıl da yürümüştüm bu aşkın üzerine ben.
Oysaki bilemedim aslında bir hayalmiş çınlatan
Kulağımı ve de bilinmezin girdabı
Savsakladığım nice duygu adeta bir fabldır benim hayatım
Farazi aşkların esintisinde
Sadece benmişim içimde esip gürleyen
Ve işte yatıya kaldı mahcubiyet
Aşkın kardığı sessizlik ve asalet
Ar bildiğim her duygu ile artık uzağınızdayım
Miladım olan kaç defa aymazlığında hayatın
Damarlarımda dolaşan kanın kaynadığı
Kaybolmaya saniyeler kala
Ve işte doğduğum günün gecesi
Dişlediğim kalem adeta bir elma gibi
Yanaklarımın kızardığı
Ve işte üflüyorum pastadaki mumu
Dileğim mi peki?
Dilemması ömrün dilaltı bildiğim her şiiri
Rahmet bildim ben aşkı da külfet edinmeden
Şerh düştüm işte doğduğum güne:
Biliyorum da artık nasıl sevilmem gerektiğini
Bir Rabbim bir de ben
Nemalandığım binlerce dizeden arda kalan ne ise
İhbar ediyorum mevsime
Ve ilanı aşk ediyorum omzumdaki meleklere
Sevilmeye değer bir gün ışığıyım ben
Üstelik dünyanın ve gecenin dahi karartamadığı
Ve işte kesiyorum pastayı
Ruhumda uçuşan kelebeklerin eşliğinde
Bilin ki kelebek ömürlü değildi sevdiğim kadar
Kaçtığım uzağına aşkın
Vardiyası olsa olsa yalnızlığın…