Haftanın Kitabı | Okumadığınız İçin Teşekkürler | Dubravka Ugresiç | Duygu Uzel
“Bir okur olarak kendi yazarımın özlemini çekiyorum. Vaatkâr tanıtım yazılarına şöyle bir göz gezdiriyorum ama içlerinden çok azı bir okur olarak zevklerime hitap ediyor. Kitapevleri de vitrinleri ışıklandırılmış süpermarketlere benziyor artık. Ürünleri kaliteliymiş gibi görünüyor ama lezzetleri hayal kırıklığına uğratıyor. Tıpkı meyve ve sebzelerin mutasyona uğrayıp, dış görünümleri pahasına tatlarının yavan olması gibi… Aynı şekilde hem iyi hem de kötü kitaplar zamanla ana akım edebiyat içinde mutasyona uğramış durumda. Bir yazar olarak kendi okurumun özlemini çekiyorum.”
Feridun Andaç’ın bu kitap hakkında birkaç yıl önce yazmış olduğu yazıyı okuduktan sonra kitabın peşine düştüm. Maalesef kitabın baskısı yoktu artık. Kitabı bulmak için verdiğim uğraşlardan sonra umudumu kesmiştim. Ta ki bir gün bir sahafta onunla yollarımız kesişene dek. Bir yandan kitabı bulduğuma sevinirken bir yandan da şaşkındım. Kitaba henüz bir okurun eli, gözü değmemişti. Sanki bir gün benim geleceğimi biliyormuş gibi orada öylece beni bekliyordu. İsmi yüzünden mi acaba, diye düşündüm biraz buruk acınası halimize gülerek
Sahafları dolaşmayı, aradığım kitapları orada bulmayı seviyorum. Kendine has bir kokusu, dokusu oluyor sahafların ve ben bunların arasında olmaktan haz duyuyorum çoğunlukla. Kimi zaman imzalı kitaplar çıkıyor karşıma, üzerine notlar alınmış olanlar hatta arasından sararmış fotoğraflar ve mektuplar çıktığı bile oluyor. Böyle zamanlarda ucundan köşesinden tanıklık ettiğim hayatlar üzerinde de hayaller kuruyorum.
Dubravka Ugresiç, Hırvat kökenli, sürgün bir yazar.
Kitabı okudukça kendimizi, kitapçı raflarını, tanıtım yazılarını, okur ve okuyucuyu bir kez daha düşünmeden geçemiyorsunuz.
Bizler 2018’i var olan bütün gücümüzü toplayıp hızla tüketmeye başlamışken kitap 1990’lı yıllardan bugünü anlatıyor. Hem de daha dün oradaymış ve tazeliği yitmeden hemen tarihe not düşeyim diye kaleme alınmış gibi. Sayfaları çevirdikçe durup üzerinde düşünmeden, gülümsemeden geçmek mümkün değil.
Bu arada SSCB’de şairlere şiirleri için dize başına, yazarlara da kitapları için sayfa başına telif ödendiğini bilmiyordum.
Kitabı, ekmek ve tuz seremonisi eşliğinde kütüphanenin okunmuşlar rafına kaldırıyorum.
“ Okumadığınız için Teşekkürler”
Duygu Uzel