Son sigara | Yılmaz Pirinççi
Henüz uyumadın.
Biliyorum.
Kaç kez bitiverdi parmaklarının ucunda sigaran.
Kaç kez soğudu çayın öyle bir göz seğirmesi an içinde
Sonra kaç kez ıslandı kirpiklerin yok yere
Şimdi seslensem hepten uzayacak gecen
Şarkılar girecek araya.
Belki şiirler…
Sonra yüreğimizin gürültüsüne uyanmış kederleri ninnile işin yoksa gecenin bu saatinde.
Zamansız uyanmış bir çocuk huysuzluğu içinde oraya buraya saçılacak anılar.
Hangi birini toplayacaksın.
Aklından geçen o upuzun geceleri bende düşünmedim değil arada bir
Hani bir balkon sefasına yatırıp bütün hüzünleri
Sabaha ışıl ışıl uyanmak…
Gülümseyen gözlerle durulamak gecenin tortusunu o ince uzun bardaklardan.
Sonra taze bir kahvenin kokusunda ısınmak gibi…
Gün aydınlığına sığmayan yolculuklar birikmiş içimizde.
Belki de bu yüzden daha iyi duruyor üstümüzde gecenin laciverti
Yada söylenecek o kadar çok şey var ki.
Kalabalığın heyyulasına karışsın istemedik.
Tane tane düşmeliydik
Gökten yıldız kayar gibi
Ahhh desem uzar gider gecenin sonsuzluğu içinde.
Tutunacak bir dal arar içimdeki göç kaçkını kuşlar
Söz canlanır.
İmgelerden sıyrılmış bir tanrı isyan eder kendine
Sonra yine bir şarkı çalar radyoda.
Dudakların bükülür.
Ben ağlarım gözlerinde.
Hadi,
Bu son sigara…
Lacivert gecenin hüznüne..
Yılmaz Pirinççi