Postacı, Kapıyı Kaç Defa Çalar | Adem Uluçay
Ah şu postacılar
Vakitli vakitsiz
Kapıyı iki defa çalar
Çantasında zarfları var
O zarflar acep neler saklar
Ah şu postacılar
Şöyle bir kapıyı aralar
Hanfendi yada beyfendi
Efendim bir evrakınız var
Hemen defterini açar
Sonra bir kimlik sorar
İmza yerini gösterip
Kalınca bir nokta koyar
Alıcı imzayı basar
Arkasını döner çıkar
Alıcıyı telaş sarar
Acaba zarfta neler var
Kalbi hızlı hızlı çarpar
Yüzünü bir sevinç kaplar
Ya oğlundan yada kızından
Yada yakın akrabadan
İlle de o nazlı yardan
Bir mektup yada bir haber var
Kanatlı bir kuş olurda
Sanki gök yüzünde uçar. Onun olmuştur dünyalar
Sağolsunlar postacılar
Her zarf sevinç taşımaz ki
Alıcı zarfı aralar
İçinden bir mektup çıkar
Keşke çıkmaz olsayıdı
Mektubun bir ucu yanık
Mühür gözlü sevdiğinden
Belli ki bir kötü haber
Ya hastalık ya ölüm var
Gök kubbe başına uçar
Göğüsünde volkan patlar
Bir feryadı figan başlar
Ayılmalar bayılmalar
Kızılca kıyamet kopar
Ah şu postacılar
Ne kadar da uğursuzlar
Çantasında kara haber
Keşke hiç olmasaydılar
Bazen iyi
Bazen kötü
Çalmak pıstacının işi
Postacı kapıyı
Hep iki defa çalar
Postacılar postacılar
Şehir kazan
Onlar kepçe
Sokak sokak dolaşırlar
Bir kapıdan diğerine
Muttasıl haber taşırlar
Haber bu
İyisi var
Kötüsü var
Sevinç de var
Hüzün de var..