Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Susan Sontag’den Başkalarının Acısına Bakmak | Canan Aktaş

20.02.2021
6.331
A+
A-
Susan Sontag’den Başkalarının Acısına Bakmak | Canan Aktaş

Susan Sontag‘ın kitabı Başkalarının Acısına Bakmak son dönemde John Berger’in kitabı Görme Biçimleri gibi cult olmuş kitaplardan biri. Ben de bu kitabın izini sürerek Türkiye’de başkalaşmış ve ötekileşmişlerin acısına bir kaç örnekle bakmak istiyorum.

Kitap Virginia Woolf ‘un İspanya iç savaş fotoğraflarına bakmasıyla başlar.

”Bakalım bu fotoğraflara baktığımızda aynı şeyleri hissedecek miyiz “der?

Ben de ilk olarak Maraş katliamı fotoğraflarına bakmak istiyorum.Bakalım aynı şeyleri hissedecek miyiz?

19 – 26 Aralık 1978’de gerçekleşen katliamda resmi rakamlara göre 120 kişi vahşice katledilerek hayatını kaybetti.

Şimdi bu resimlere bakalım bu resimlerde ölenlerin çoğu alevi ailelere mensup insanlardı . Birinci fotoğrafta harabe olmuş bir evin içinde üstüste yığılmış vücutlarının formu bozulmuş elbiseleri yırtılmış yada çıkarılmış cesetler var. İkinci fotoğrafta bir çocuk yarı bedeni açık 3-4 yaşlarında bir çocuk.

Woolf fotoğraflara baktığında “hepimiz aynı şekilde tepki gösteririz;bizi yetiştiren gelenekler ve aldığımız eğitimler ne kadar farklı olursa olsun .”der “bu fotoğraflara dehşet ve tiksintiyle bakın . Onları gördüğümüzde biz de aynı şeyleri söyleyelim .Siz diyorsunuz ki savaş uğursuzluktur barbarlıktır . Biz de sizin seçtiğiniz sözcükleri tekrarlıyoruz.”der.

Bu fotoğraflarda ki dehşet parçalanmış bedenler ötekileştirdiklerimize karşı savaşın insanları nasıl parçaladığını kurdukları düzeni nasıl yıktığını darma duman ettiğini gösteriyor Woolf görse bu resimleri aynen ispanya iç savaşı resimlerine bakıp şöyle dediği gibi “savaş yırtar,savaş parçalar,savaş iç deşer ,bağırsakları söküp boşaltır ,teni yakıp kavurur,organları bedenden koparır .

Savaş yıkıp yok eder”der.

Bu fotoğraflara bakıp da acıyı duymamak, görüp irkilmemek, bu kıyıma yol açan şeyi ortadan kaldırmak için uğraş vermemek; bunlar Woolf’a göre vicdan ve ahlaktan nasibini almamış bir canavarın verebileceği tepkilerdir.Woolf şöyle sonlandırır.

”Bizim başarısızlığımız tahayyülle, empatiyle ilgili bir başarısızlıktır.Biz gerçekliği zihnimizde tutmakta başarısız olduk”der.

Bu fotoğraflar başka bir dine ve etnik gruba ait olsa aynı şeyleri mi düşünürdük?

Fotoğraf alt yazıları ve konan başlıklarla çarpıtılmayı bekler.

Fotoğrafta çocukların askerler tarafından yüzleri duvara döndürülmüş şekilde görülüyor yan taraftaki manşette” Maraş’da olaylarda sanık 75 kişi tutuklandı “diyor .

Woolf Balkan savaşları fotoğraflarına bakarken şöyle der. “Bütün fotoğraflar altlarına eklenen yazılarla yada üstlerine konan başlıklarla açıklanmayı ve çarpıtılmayı bekler”Altlarına konulan manşetlerle çocukların ölümleri her taraf için kolaylıkla kullanıla bilme özelliğine sahiptir.”

İnsan kendisinin ait olduğu tarafın işlediği vahşetlerin fotoğraflarla kanıtlanması durumunda fotoğrafların sahte yada öteki tarafın yarattığı bir mizansen olduğu yada vahşeti öteki tarafın yaptığı şeklinde ifadeler vermesidir. Buna rağmen vahşet ve katliam fotografları savaşın kötülüğünü çıplak gözle seyrettirmeye yaraya bilir. Savaş deneyimi olmayanlar için gerçekliğin küçük bir dilimiyle

yüzleştirmeye yarayabilir.Dünyada savaşın kaçınılmaz olduğunu söyleyenler için bile bu fotoğrafların vahşetin mahkum edilmesinde kesinlikle bir kanıt olmadığını söyleye bilirler .Bu vahşetin ve savaşın yıkıcılığını, şiddetin hiç bir zaman haklı görülemeyeceğini , kaba kuvvete baş vurmanın her koşulda yanlış olduğunu ileri sürmenin dışında bir argüman oluşturmaz.Son dönemde bütün yayınlanmış vahşet fotoğrafları belleğe atılıp üst üste yığılması sonucunda yaşananlara dair kafa karışıklığı yarata bilir ama bu gerçekliği değiştirmez.

Size göstermek istediğim ikinci fotoğraf Hacı Lokman Birlik

Hacı Lokman hendek savaşı gerekçesiyle düzenlediği operasyonda çıkan çatışmada öldürülmüş polis aracının arkasında boynundan asılmış bir iple dolaştırılmış yakalandığında halen sağ olmasına rağmen hastahane yerine karakola götürülmüştür.

Olay yaşandıktan iki gün sonra ise Birlik’in aile avukatları, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na “kasten öldürme”, “işkence ve kötü muamele”, “kişinin hatırasına hakaret”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama”, “suç işlemeye tahrik”, “görevi kötüye kullanma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamalarıyla şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Otopsi raporunda yüzünün parçalandığı, vücudundan 28 kurşun çıkarıldığı, kalçası ve kolunun daha büyük bir silahla parçalandığı, vücudunun sağ tarafının tamamen ezildiği, sıyrıklarla dolu olduğu yazılmış. “

Görüntülerde 30’a yakın polisin Hacı Lokman Birlik’in cenazesinin önünde toplu fotoğraf çektirdi.Görülen davada polislerden sadece bir kişi hakkında “kişinin hatırasına hakaret” suçlamasıyla işlem yapıldı.Sontag Woolf’un yazdığı ‘Three Guineas’ı değerlendirirken şöyle der.”Aslında modern hayatın başkalarının acısına bakmak açısından sunduğu sayısız fırsatın çok çeşitlitli yararları vardır. Bir vahşeti görüntüleyen resimler kolaylıkla birbirine zıt tepkiler uyandırabilir.Bu bir barış çağrısı yada bir öç çığlığı olabilir.” Hacı Birlik’in ölümünde ki gibi acıma ,iğrenme ,öfke,korku duyguları bize daha hangi ölümlerin zülümlerin gösterilmediği sorusunu sordurtur.Bu bizi savaşın korkunç yüzüne götürür.

Ernest Freidrich’in Savaşa Karşı Savaş kitabı fotoğraf sanatının şokterapi halinde sunuluşudur .Bir çoğu alman askeri tıbbi arşivlerden toparlanan çoğu yasaklanmış fotoğraflardan oluşan bir albümdür .Kitap oyuncak asker,topla başlar askeri mezarlıklarda son bulur.Kitapta savaşın yıkımı oyuncaklarla mezarlıklar arasında tahip edilmiş kiliseler, köyler ,şehirler ,ormanlar,yolcu gemileri, asılmış vicdani redciler ,askerlere hizmet veren fahişeler,iskelete dönmüş çocuklar,üstüste konmuş ölü tarlaları vardır ama en etkileyici fotoğraflar savaşta yaralananların ve ölü asker yüzleridir.Hacı Birlik’ in hayattaki fotoğrafıyla tomaya bağlanmış fotoğrafını yanyana paylaşılması aynı savaşın korkunç yüzü gibi bizi etkiler.

1938 ‘de Three Guineas’ı yazdığında Virginia Woolf ,Abel Gance’da ‘Suçluyorum ‘adlı filmi çekmişti.Film savaş karşıtı olan bir filmdi. Film kaç gencin politikalara ve militarizme feda edildiğini anlatırken baş rolde oynayan delirmiş savaş gazisi şöyle bağırır “bütün fedakarlıklarınız boşunaydı.””Gözlerinizi bu dehşet manzarasıyla doldurun!Sizi durdurabilecek tek şey budur “diye haykırır.

Canan Aktaş

Kullanılan kaynaklar:Başkalarının Acısına Bakmak Susan Sontag-Agorakitaplığı

Hacı Birlik Bilgileri -BBC News Türkçe

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.