Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Yurtta büyüyen, Asiye’nin hikayesi | Cemil Uslu

04.10.2020
1.258
A+
A-
Yurtta büyüyen, Asiye’nin hikayesi | Cemil Uslu

“Asiye dalgın” diyorlar. Altı yaşındayken saçlarını nasıl taraması gerektiğini kendi öğrenen bir kız çocuğu, elbette dalgın olacaktır…

“Asiye suskun” diyorlar. Susmayıp da ne yapacaktım; bana,”ceddin deden, neslin baban” diye marşlar öğreten öğretmenlerime, yetiştirme yurdundaki ranzalarda okuduğum Didem Madak şiirlerinden bahsedemeyeceğime göre…

“Asiye hırçın” diyorlar. Simsiyah sokak kedilerini benden başka besleyen, benden başka sevip okşayan kimse yok buralarda…

“Asiye yalnız” diyorlar. Canımdan öte bilip, bağrıma bastığım tek arkadaşım öldü. Yalnız kalmamak için yapmacık dostluklara, yalanlı dolanlı arkadaşlıklara ihtiyaç duymuyorum, hepsi bu…

“Asiye karamsar” diyorlar. Kazım Koyuncu`nun şarkılarını dinleyip, ne bileyim, feminizm üzerine bilgiler edinip mesela, sonra da tecavüz edilen bebeleri duyumsamak ülkemde…

Asiye`yim ben; dalgın olan, suskun olan, hırçın ve yalnız olan Asiye. On sekiz yaşındayım. Üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Yurttan ayrıldım; şimdi bir öğrenci evinde kalıyorum.

Yetiştirme yurtlarında büyüyen kızlarla evlenmenin sevap olacağını söylemişti bir televizyon yorumcusu. O gün bugündür televizyon seyretmiyorum! Şiir yazmak mutlu ediyor beni. Solgun dizeler biriktirdim ömrüme; solgunluklarıma tutunarak soluklanıyorum…

Çıkma tekliflerini reddettiğimde, “sen yurt kızısın, psikolojisi bozuk hepinizin” deyip, bana posta koyduğunu sanan sevgili adayları, ödevlerimde bir hata olsa, “anne yok, baba yok tabi, neyse” deyip, bendenize tepeden bakan öğretmenlerim, “bir gün, tek başıma bir tiyatro oyununa gideceğim” dediğimde, “sana devlet baktı, ama senin gözün dışarıda” deyip, beni kınayan komşular, yazmamın bir heves değil, bir yaşam biçimi olduğunu anlattığımda, “yat kalk başımızdakilere şükret; size iş de veriyorlar” deyip, benden uzaklaşan akranlarım; hepiniz kötüsünüz!

“Asiye dalgın” diyorlar. Slyvia Plath da dalgındır ben gibi; Tezer Özlü, Nilgün Marmara… Dalgın olmasam niye şiir yazayım ki…

“Asiye suskun” diyorlar. Şiir defterimle dertleşiyorum; bir de annemin ve babamın olduğu, ama benim olmadığım o bir tanecik siyah beyaz fotoğrafla…

“Asiye hırçın” diyorlar. Kendini bildi bileli küçücük bir Karadeniz şehrinde yaşayıp da, Mardin`i görmek için can atan, Çingenelerin yaşamına hayranlık duyan, matematiğe çalışırken, birden durup, “kendimi iyice geliştireyim de, yurttaki çocuklara şu denklemleri anlatayım” diyen ben, izin verirseniz hırçın olayım bana kibirlenenlere, küstahlaşanlara, beni can olarak görmeyenlere!

“Asiye yalnız” diyorlar. Çok param olsun, şiir kütüphaneleri kuracağım yetiştirme yurtlarına, mahpushanelere, köy okullarına ve gidip oralara, şiir okuyacağım ben gibi çekmişlere, incitilmişlere, hor görülmüşlere…

“Asiye karamsar” diyorlar. Gülten Akın yazmış ya bir şiirinde, “ah kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya”… O şiir nasıl sonlanır bilir misiniz; “bir gün birileri öte geçelerden/ıslık çalar yanıt veririz”… Benim karamsarlıklarımı dinlemek isterseniz, ıslık çalınız efendim…

Asiye`yim ben; suskun olan, dalgın olan, hırçın ve yalnız olan Asiye. On sekiz yaşındayım. Kendi elini kendi tutan bir kızım; kendi yüreğini kendi bilen bir kız…

Şiir okuyacağım şimdi simsiyah sokak kedilerine; hoşça kalınız.

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.