Çıra (K) | Rafet Canpolat
Dayııı… (üç kez bağırır)
Diye bağırıyor yine ustam, oldukça yanık,
her zamanki gibi. Çok da sever hani beni…
İlk çırağıymışım ve itaatkar mışım. Leb demeden leblebi diye anlar mışım. Bir karışlık boyumla aynı zamanda çalışkan mışım. Vay be neymişim ben diye şişinirmişim. Oysa ki daha denenirmişim” Sana bu mesleği öğreteceğim” dedi Ustam ve yere tükürdü “ya sil ,ya da bu iş bitti bil” dedi. Dediler; “bak ! Bu adam her çocuğu çırak yapmaz , hiç bir usta çırağın koluna altın bilezik takmaz.” Düşündüm ! Düşümdeki hayat bu değil dedim, cevabını da verdim; Düş güzelse hayat çirkin, hayat çirkinse düş güzel. Dengeyi bulmak lazım. Oğlum akkıllı ol ! Bir tükrükde boğmasın hayat seni. Eğildim ve sildim, kırılmadım ama alındım, düşlerime sarıldım. Meğer beni izlermiş, geldi beni alnımdan öptü. “Sabırlısın, cefakarsın “dedi. O da ustasından öyle görmüş. Gerçekten ustam tuttuğunu tam tutarmış. On yılda on bilezik , siz buna on parmağımda on hüner deyin. Püf noktasını geçin, ben de bu işin piriyim artık. Müsadenizle yol ver gideyim.” Dur”dedi , ” dinle; belki bana kızdın ama, nasıl geçti bilirmisin çocukluğum” diye başladı anlatmaya: “Ustam aynı zamanda dayımdı. Bana hep gözüm derdi. Sana bu meslek namus sözüm. Ama oda tam itaat ister, itirazı küfür sayar. Bir lokma ekmeği olsa ikiye böler. Varını yoğunu önüme döker. Ben de doğru dürüst bir şey istemezdi, bir anahtar mı isteyecek penseyi ver derdi. Orda o işin pense ile yapılamayacağını bileceksin, işe göre hanği anahtar gerekiyorsa onu vereceksin. Elini iyi takip edip istemeden ne gerekiyorsa hazır edrceksin. Verdiğin doğruysa ; işte çırak dedin mi böyle olacak derdi. Ama yalnış ise kaşın gözün demez fırlatır elindekini. Bir gün motoru dağıtmış benzinle paraça yıkıyoruz. Kendisine kibrit sigara alıp dönmüştüm. Kapıdan girdiğimde gördüm ki bugün bütün nüktedanlığı ve munzurluğu üzerinde; karbiratörü benzine daldırmış elindeki bez ile kurutmaya uğraşıyordu “aldın mı gözüm? Aldım dayı dedim” Çak o zaman çabuk kurusun!.. Beni anlar sandı. çakınca kibriti dayım gözümün önünde Dükkanıyla birlikte yok oldu kendimi dışarı atıp kurtulmuştum, ama dayım aha bu iki gözümün önünde feci bir şekilde yandı. Dayııı Dayııı Dayııı diye bir ömür yandım.”
“Bilirim bu yangınları; yanar da insan kazara yanar, sevdiğine yanar, kaybettiğine yanar ama yalnız yanar. Eh işte dünya hali neylersin?
Ama…
2 Temmuz var ya, 2 Temmuz işte o bambaşka bir yara. Sivas üstüne kara bir dumanım Dayım yandı amaa… Ben asıl Onlara yanarım.”
çıra/k.
yaz/gım “ÇIRA”
Rafet Canpolat 01/06/2020 Bursa