İçinden kısık perdedir, akşam gülüşü | Ayşe Dağlıoğlu
Artık özgürüyüz gözlerinin,
tutuklu yaralardan ve arda kalan savunmasız
deşilmiş yorgunluğun
işte kanatlarımızın
Yoksulluğu
Yoksun
Ve onun yağmuru;
Çatlamış dudaklarımda şimdi
Sağanak kalamadığımız her yeni günlerin
Tamamen uçar kuşlarımız,
bakarsın;
ilk konduğu dallara
İç sesimi kaybedeli
dış dünyayı kısıyorum
Bırak, ben de böyle iyi olayım..
Şaraba akıtılan gül kanı gibi
/tut sımsıkı avuçlarımı, kabulün olayım, senin/
diyemem
Başsız mezarlığımda kimsesizliğim
Kendimden geçmiş, herkesi bulmuş
Yurt edinmiş sessiziğim
Telaşlı ve ürkektik,
hem yakın hem uzak, kilometrelerce..
ruhumun içine inip yine de yabancı bir el gibi dolaştın sevgili seyyah
Şarkılar da sustu…
Bu haziran ayları hep böyle midir ki
En sevdiğim şiirler bile yabancı
Sanki hiç şiir sevmemişim
Şiirim olmamış gibi
ama seni
ama seni
sevmesem
nasıl olurdu…
Sevmiyorsun ki
izini seyrediyorum güneşte
yorgun isimleriyle kaldırıma yazılmış son gölgelerin
bahar tenli delikanlıdır insan yüzlü her akşam
sızıyorum
kapalı perdelerimden
/Ben
Her zamanki gibi
Gündüz kokusu peşinde/
Ayşe Dağlıoğlu