Çay var mı sevgili? | Atilla Yüceak
Her akşam üstü:
Gün döner,
kanadı kırık serçeler esner elektirik tellerinde.
Her akşamın gidişiyle,
Güneşin en nazlı ışıkları da,
yanağından kayıp gider camların.
İnan sevgili;
Yine de,
Gün boyu dört bir yana koşan yalnızlığım, toplanıp,
dost bağrında dinlenir gize boğulmuş akşamların.
Yani gülüm;
Anlaşılmamaktan yorgundur bir yanımız,
bir yanımız,
yeşermekte olan bahara gebe çayır-çimen,
bir yanımız,
küflü hücre duvarı,
paslı demir kapı,
anahtarı kırık,
kör bir kilit…
Ve sevgili;
Gözlerimizde bildik,
bitip tükenmeyen,
kahrolası,
uslanmaz acıların usancı.
Oysa ki;
Bir yanımız pek aşina yaşama,
bir yanımız ürkek,
tıpkı;
Sevgililinin gözleri gibi şaşkın,
beni geçtim,
bir o kadar da kendine yabancı.
Ne olur!
Bilirim,
Senin bir suçun yok;
Sakın ha,
bizi bırakma bize.
Kara çalsalar da adına;
Ey!
bize şah damarımızdan bile daha yakın akşamlar…
Ey !
Sevgi perdesiyle çirkinliği örten o sahte el.
duy işte,
göre göre görmez oldu gözümüz-gönlümüz…
Çay koydum;
Sen hele bir düşün,
geç kalma
Yarın yine gel hemi…