Lafı uzatmadan seviyorum | Sonay Karasu
Sen sadece sev…
Ben her şekilde anlarım.
Bu sözcüklerle basitleştirilmeyecek bir his.
Anlatmanla ilgili değil, anlamamla alakalı her şey.
Çok bilinmeyenli denklemler gibi de değil.
Öznesi ve yüklemi net cümlelerden hatta.
Bir şiirin en dürüst tahlili belki.
Tabiatın sesini, herkesten farklı duymam gibi bir şey.
İki farklı ülkenin keşfedilmemiş benzer yanlarıyız biz…
Farkında değiller.
Ve asla olmasınlar umarım.
Hayatı…
Kiminle başlayıp, kiminle bitireceğini bilmeli.
Öyle sancısı, kaygısı olmadan teslim etmeli ruhunu.
İddaasız
Ama
Kendi içinde dik başlı
Kalbini bir et parçasından öte gör.
O senin emanetlerinin en gizli yeri.
Mevsimsel değişiklikler sadece giyim şeklini etkilemeli.
Yok kışların depresyonu,
yazların aşkı
Sonbaharın hüznü
İlk baharın cıvıltısı falan hikaye
Sen adam gibi sev de
Ben her şekilde anlarım.
Gerek yok öyle kapımda güllermiş, hediyelermiş…
Rüzgarlı bir gecede
Açık unuttuğum penceremi
Üşümeyeyim diye kapatsan yeter.
En acı hatıralarımla yaslanayım sana
Çirkinleşene dek gülebileyim yanında.
Haksızlığa, karşı duralım yan yana
Güzel olan her şeye, alkış tutalım cesurca
İyiliğin bir elinden sen bir elinden ben tutayım ne olur.
Hayallerime inanmana gerek bile yok.
Ben onların hayal olduğunu bilerek kurarım zaten.
Aklı başında severim seni.
Kime ne?
Aklım çıkacak gibi de özlerim
Kim karışabilir deliliklerime…
Hoşgörü, ikimizin süresiz anlaşması değil mi?
Şimdi bu satırları yazarken gözlerimin içinde derin bir tebessüm…
Şiirimin acısından sürüyorum dudaklarıma…
İlmek ilmek çözülen harflerim
Senli başlayan cümleleri, benli eklerle tamamlıyor.
En çokta geçmiş zaman eklerine yorgunluğunu asan gelecek zaman ekleri, zaferini ilan ediyor.
Sanki sonsuzluğu anlatmak ister gibi…
Öyle alelacele değil
Öyle ağızda yuvarlanan haylaz kelimeler gibi değil
Sakin ve dinlenmiş bir ağızdan çıkarcasına sanki
İşaret dili kadar sessiz ve anlamlı adeta.
Devrilen sözlere kafa tutan hece vezniyle ilk defa kardeş oluyor edebiyat…
Lafı uzatmadan seviyorum.
Aşka, ayraçlarla mesafe koymadan, tek parça fısıldıyorum kainatın kulağına…
Biliyorum; anlamayacak genç nesil
Biliyorum; imkansız bir masal diye kalacak akıllarda
Ama akıl dediğin ne ki;
Bazen uçup gitmeye meyilli bir firari değil mi?
Asla bana ait olmayan bu şehrin koca ağızlı kapısı açılır yavaş yavaş
Nüfusu senden ibaret olur birazdan
Bir omuzunda yıldızlar var; diğerinde güneş
Gece ve gündüz eşittir gelmelerine
Kaç yüz yıldır
Yalnızlıktan suçluyum
Saymayalı epeyce geçti vakit
Ve kaç zamandır
Bir örtbas çetesinin lideri oldu gözlerin
Her satırımın tam orta yerinde
Tırnak içinde affettim seni
Sonay Karasu