Exupery için | Yelda Karataş
Kendini tanı demek kolay bir kuşa bir ağaca ve hatta taşa
En zoru bir insanın uçurum gözlerine seslenmek
Kirpiğinde acının yağmuru
Bir yüreğe sokulmak insanca yani korkmadan.
Hüznün Kısa Tarihi
***
…. kuzular sanılanın aksine melemezler; bir yıldızda seferlerce güneş batırırlar, çocuklar gibi matematikçilerin hesabını şaşırtarak…
Bir yağmur tanesi bir yağmur tanesi daha iki yağmur tanesi etmez, daha çok yağmur eder diyor bir şair.
Yani, bir dikey kenarda neler olacak merak ederler asroid b12 ‘den bakarak bir güle Solaris’teki.
Solaris’te ölmeyen aşktır bana kalırsa beden değil, Tarkovski’nin yürek izleridir kitabı da yorumlayan o uzak yıldızda. Tarkovski, Exupery’den 32 yıl sonra doğmuş…
Bir yıldızın yolunu gözleyen yürekler ölmezler diye düşünmekteyim Exupery gibi. İnsanların Dünyası’nı okurken o yatılı okul yatakhanesinde kalbime saplanan o yiğit anlar…
Kaybolan aşklar ve çocukluğumuz bir gezende duruyor, eskisi gibi olmayarak.
Sorgusuz sualsiz bir geçmiş olur mu ne kadar özlense de. bir yıldızın peşine takılı kalbimiz ah.
Çocuğuz aslında çocuklukta gizlenen saflığı aşan. şimdi olan kalbimize sürekli bir yağmur. susmaz…
Veronica’dan ikinci bir yaşam ister; o sanat denen penceredeki hayalet. Gözpınarımıza çizili altın; mekansız bir ölüm var mıdır? mekansız bir yaşam kendini sanatın koynunda diriltmeyi özlemeyen var mıdır?
Silahın ucundaki önyargıyı tuzla buz eden sanat ve aşk… Çocukluk işte. Ölümsüz iz sürücümüz…
Umut, o yiğit yıldız tepede bir yerlerde…
Ölümü özlerken okuduğumuz tek başucu kitabı o yoksul hayatımıza renk veren.
Lars Von Trier Tarkovski’ye ulaşırken Bach üzerinden bir yıldızın ayak izlerinden yürüyordu bir kuzu gibi, saf olanın ardında sadece ışık olduğunu bilerek deniz tuzlarına ulaşan bir nehir gibi.
Bugün bunları yazmak keder veriyor bana, hüznün ötesinde ölüme başeğmeyen o keder; bütün yalanlara dayanma gücü veren ve sevince açılacak kapının anahtarı; insani olana duyduğumuz özlem… Yıldızımız orada… O seste o kelimesiz görüntüde o görüntüsünü özleyen kelamda.
kurtlar mı; onlar hangi kılıktalarsa hep kılıksızlar.
Yelda Karataş
2015…
Fotograf: Dûrzan Cîrano
Kasimiye