Orada Dur Bakalım | Salih Sezen
Orda Dur Bakalım
Mazisini önceden olmaya
Durdum
Çay bardağına bırakılan yorgunlukta durdum
Yaprak
Göğe saplanan uçak
Ölüm durdu
Bir kitap vardı elimde
Kelimeler durdu
Ülkenin bu yakasında şiirler yazdan hazırlanırdı
hem de
Doğacak bebekler
Borç harç
Dünden başlayan günün yarısı
Gecikmeyen ölüm
Kefen parası
Romatizmadan şikayet
Tarhanaya tahta kaşık yakışır
türünden gündelik işler
Durdum
Güneş durdumsu durdum toprak durdum
Tezkerede asker durdum
Yükü ağır insanlık öğretmen durdum
Bayrak durdum
Oynayan çocuk sesleri
Dünyasız memleketlerde
insansız davetlerde durdum
Nevrotik kara sineklerin salyalarından akan iştah
Bir gözü patlak çoban köpeği
Plastik leğenlerde hayallerini yıkayan
akneli kızların sinirli pozunda durdum
Ülkenin bu yakasında şimşekler bile tembel çakardı
Ağıtları çağdaş, kadınların seslerinde durdum
Menşure Hanım türküsünün unuttuğum yerinde
Yılan yatağı tarlalarda geçirdiğim Çocukluğumda durdum
Gölgesinde düş kurmanın serbestliğinde ve serinliğinde durdum
Hiç salıncak kurulmamış ağaçların
Duyguları kendisinden saklanmış yetimlerin okşanmamış saçlarında durdum
Yüreğinden her sabah cenaze kalkan
taze dulların yazmalarında durdum
Bir de bir hatırayı bin yaşamış kocamışların
Tek gözlü kefaretinde
Ağır bir zamandışılığa aldırmayan bakışlarda durdum
Kararmış nefeslerinde kömür katran köylülerin tiryaki eğimli ağız kıyılarında
Toprak Odunun da toprak somunun üç göz toprak evler aradığı topraksız köylerde
Safari ciplerin sefalıları turistlere bakarak yapmacıklık öğrenmiş yörük kızlarının
Gözlerine sürmelediği yabanıllıkta durdum
Çocukluğu Çocukluğa düğümlenmiş Körebe oyununda
Elektrikli sügürgelerle emilmiş aile huzurunda
Sesini kaybeden tornaların
3600 dewir dönüşünde Durdum
Geçmişte kalmış olması gereken halihazırda durdum
Ürperme korkma sinme duygularına rastlanmayan nasırlı sağır yenik bedenlerde
Tabancanın patlamasıyla başlayıp biten gelip geçici şaşkınlıkta
Kaldığı yerden sürdürülmesinde tekdüzeliğin durdum
Issız bir adaya düştüğümde
Benden önce oraya düşen kendimle karşılaşmamdaki afallamada durdum
Her şeyi sineye çekme
Oluruna bırakma olgunluğundaki eskiden kalma öylesine halde durdum
Bu halin tahammül gücünde ve asap bozucu razı oluşunda da
Kara kaderleri silecek rüzgarların hiç esmeyişinde durdum
Orda durdum bakalım