Denizsiz Kalan Kum Saatleri | Yaşar Üstün
Hayat bu kadar büyükken
cücelere bırakılmış
freya’yı özlüyorum
içine sığmış dizeler
bir sözcük toplamıyken
güneşin arkasına saklanmış
öldürmeler ne yarası
aya bırakılmış dolunaylar
kalbimin yanık tarafı
gün eksilsin
gece olsun
düşler
karanlıklara koşsun
düşeceğim yerler
yol bilmeden
tene bulaşmış
aşk sızısı
resimler picasso’nun
tıpkı devrim gibi
kordon’da imbatla
uykuya yatmış
guernikası
sustuklarım
görürken
sahteliklere kapanan sokaklarda
aç bilaç gezen
ilişkilere
s/onsuzluk arayana bakan
âma olmuş sokak lambaları
arifeler bayram öncesi
çocuk şekerleri
beklediğim
avucuma doldurduğum
el öpenleri
yalnızlıkla kolkola girmiş
kim daha fazla geçmiş
kum saatleri denizsiz
“Cumartesi anneleri”nin
diyarbekir annelerine karışan haftaları
içimde
çığlık çığlığa
” epitaph “
kalbimin atması
isyan
imkan/sızılığınla
kumaşlara dokunmuş
çiçek kokularına karışmış imkanlılığından
istediğin
fotoğraf arkalıklarına koştun
bilmeyi bilenlerin içtiği
bir yudum su bile
boğazımda akan kiri tutmadı
tanrı korkularını bu
dünyadan çekip aldı
çiceğini kurdunu kuşunu böceğini
dağını
baharını
insanını
kansız cansız
bıraktı…
bedenim
kendine kimsesiz
cenazem
kaldı
şimdi
kim kimde nasıl
tutar
beni
…
ah
…
cücelerden
kurtaramadım
seni
şiirin gibi
…
Eylül/2019
Yaşar Üstün