Gizimera’ya Notlar-10 / Gökhan Barış Pekşen
“Bir çocuk resmi yaptım gözlerinde Gizimera.. “
Sessizlikten gelen kalp atışları
konuş bana –
ölmekten neden korkarız..
Çünkü bir kere gidersen,
geriye hiçbir şey kalmaz,
sadece karanlık..
Peki,
günahımız ne Gizimera!
İçten içe paradosktan ibaret olsa bile
Tanrı biliyordur..
Mesafelerimiz birbirine girdi bu son
bölümde,
pelesenk olmuş dilimizle
evren dolusu sözler
yine de kafamız güzel bu gece..
Sadece papazların erkek oldukları bu
dünyada
Anselmo Turmeda’nın bakire kızları satrün’de içerken
pekte önemi yok günah çıkartmanın Tanrı’ya Gizimera..
Edinilmemiş bir savaş var bu şehirde
aramızda
kazandık diye seviniyoruz bizde –
yepyeni çocuklar yaptılar bacak aralarının tornalarında bu gece..
İnciraltı Meyhanesi – Üsküdar/Ocak 2019
Mesela;
Günlüğümden bir parça okuyacağım sana bu gece..
Kimse dinlemiyorsa beni
bu günlük soğuk kış günleri gibi
ve kelimelere gerekli özeni göstermiyoruz Gizimera..
Bu defter kaydetsin beni bu gece..
Ah yüce Gizimera,
anılar mezarlığını eşip kocaman gözlerimi 42 sene sonra tekrardan hatırlamak
nasıl bir mucize..
Spey vadisinin derinliklerinde
ıssızlığa düşen o iki çocuğun hikayesini anlatmak gibi..
Yekta Meyhanesi – Valikonağı cad/9 Temmuz 2018
– Umutsuzluk en yakıcı zevktir
Barış
sana kaybedenlerin neden kaybettiğini anlatacağım bu gece..
Her şeyin kendisine ait bir dengesi
var bu evrende,
bizimde..
Her şey kendi yerini ve kabuğunu bulduğunda huzura kavuşuyor..
Ya biz Gizimera –
ne zaman huzura kavuşacağız?
– Ruhlarımız,
kendi ağırlığıyla karşılaşıp o kendine ait olan yeri bulduğunda,
onu aşağı çeken bir ağırlık değildir..
Ateş yükseliyor ve ruhlarımız düşüyor toprağa Barış..
Dinle Gizimera,
dinle!
Birlikte bir hayatımız olabilirdi,
çok güzel bir hayat..
Bayağı gelse de bir şey söyleyeceğim
sana..
Biz seninle duygusal açıdan cahiliz
bize anatomi,
paradosk’daki yetim Tanrı,
tarihin kabul etmeyip kustuğu bir ihanetin gözlerimizde oluşturduğu o iplemez
gülümsemelerin toplamına eşit olduğu gibi her boku öğrettiler bize Gizimera..
Ama insan ruhuna ilişkin tek bir şey
öğretmediler
kendimiz ve başkaları hakkında kara cahiliz bu evrende..
– 23:10
Hatırlıyor musun bana geldiğin o ilk geceyi Barış?
Bu her şeyin başlangıcıydı Gizimera..
Trajedekileri okudum sana o gece
seraphimin şarkı döylediği..
– 23:30
Her şeyle aram iyi olmadı Barış,
ilaçları
kitapları,
seksi,
ve bu dünyayı yarım bıraktım hep,
adımlarımı çok yavaş atmam gerektiğinden olsa gerek..
Hiç kimseyle bağım olmayıp,
yalnız kalma korkuma,
çoğu zaman her şeyin ilk yudumuna benzettim..
İsmim kutsansın bu gece Gizimera,
kendi vefatım için canlıymışım meğer yanı başında..
– 23:50
(Absans gibi geceye kalmış)
Derinn efes alarak içine çek beni Barış..
Ölüm etkilemeyi bırakırken
teninin üzerindeki soğuk gözyaşlarımın zirvesindeyim..
Onu öptüm
yalnız onun için
dudakların bilmiş olmalıydı
gölgeli manzaraların bilmecesini..
Öldüğüm bu gece,
bir çocuk resmi yaptım gözlerinde Gizimera..
Bana benzeyen,
eski bir koltukta oturup,
bozuk bir oyuncak araba olsun ellerimde..
Her şey eski,
her şeyde bir siyahlık olsun,
kimse de olmasın yanımda senden başka..
O gün,
kimse ölmeyecek diye yazın bu şiirin altına..
Ne de olsa her şeyde biraz inanç,
biraz Tanrı varmış nasıl olsa..
– 24:20
Burada olduğumu düşünmüyorum Barış,
burada olduğumu biliyorum..
”.Zerafet tam olarak bu..
Biraz çaba,
biraz içtenlik ister..
Bunun altında yıllardır yaşadık seninle
gölgeler gözüktü ve düştü..
Hadi kalk ayağa Barış,
bırak elindeki rom kadehini
kanın geri çekilişini düşleyelim bu gece tenlerimizde..
Ayılmak istemiyorum bu gece Gizimera,
bırak böyle kalayım..
Kimin elleri bunlar Tanrım;
utangaç yüzümün izlerini silende kim..
Hafifçe doğruldum koltuktan
elimdeki kadeh düştü yere..
Gözlerine baktım uzunca
yüzümde aptalca bir gülümsemeyle eli,mi uzattım ona, kmsesizliğimi uzattım,
parmak uçları parmaklarıma değdiği an
dudaklarını ısırdı hafifçe karşımda..
Geceden düşük yaparcasına siyah bir
elbise vardı üzerinde,
günah kokan bir tebessüm gibi kokuyordu teni..
Ben müziğin sesini açmak için uzandım pikaba (Pink Floyd Reunion – Time)
– 02:30
Senin Tanrın ben değilmiydim Barış..
Korktuğum her şey çocukluğundaki şevkatsizlikmiş meğer..
Senin karın olarak dünyaya gelmeyi ya da seni kendim doğurmuş olmayı isteyecek kadar çok seviyorum..
İçimdeki
sana
Tanrı
adını
verdim
Barış..
Ne
kitap
indi
ne de
kurtarıcı
peygamber
geldi..
Ağzım
sana
övgüler
sunacak
bu
gece..
Ve ben seni Gizimera;
kaybedeceğim hiç bir şeyin olmadığı ilk ve son an’da tanıdım..
Ve ben seni;
Annemin kollarına verildiği an’ki özgürlükle sevdim, istedim..
Ve ben seni;
zevke bağlı bir krizi geçirme an’ında tekrar tekrar tattım..
Bilirim ön yargısız yaşamayı ama öğrenemedi insanlar ama bir down sendromlu gayet düzdür, saftır..
Herkes birbirini aldatır ama bir şizofren asla!
– Gökhan Barış Pekşen
– Photography/by lauren-rabbit
– Gizimera’ya Notlar/10
– 10021019