Yolun Sonu | Mete Akçok
İki kişinin rahatça sığacağı büyüklükte bir halının üzerindeyiz. Keyfimiz yerinde: yüzükoyun yatmış, bembeyaz bulutların içerisinde etrafı seyrediyoruz. Bazen sıkılmıyor değiliz; biteviye mavimtırak bir beyazlığın dışında görünen bir şey yok çünkü. Bulutlar öylesine şefkatle sarmalıyor ki her şeyi ve öylesine yoğunlar ki, ayaklarımızı sarkıtsak sanki üzerlerinde yürüyebiliriz. Ama buna hiç yeltenmiyoruz. Bazen bulutların arasından koyu karaltılar görünüyor. Bulutların, daha geniş bir alanı görmemize izin verecek şekilde daha çok açıldığı günlerde, bu karaltıların binlerce ışıkla kirlenmiş olduğunu fark edip şaşırıyoruz. Bu fark ediş ve şaşkınlık, meraka dönüşmeden unutulup gidiyor. Ne de olsa ana kural belli: bu yolculuk hiçbir yere kaydedilmeden bütün ayrıntılarıyla birlikte unutulmak zorunda. Bir ara, inlerle cinlerin oynadığı oyunun topu, diye gülerek birbirimize gösterdiğimiz büyük ve yusyuvarlak bir bulut geçiyor yanımızdan. Şaka üstüne şaka yaparak onu yakalamaya çalışıyoruz dört elle. Tekmeler atıyoruz, sanki bir iple ayağımıza bağlanmış gibi gidip gidip geri dönen o buluttan topa. Ardından her şey çok uzun bir süre daha, hep olduğu gibi – sabırlı, telaşsız, kaygısız – devam ediyor. Neredeyse bir ömür kadar uzun bir süre… Sonra, halının benim olduğum ucunda o garip devinim çıkıyor ortaya. Beni üstünden atmak isteyen halı değil, ondan eminim. Aynı yumuşaklık ve rahatlıkta yol almaya devam ediyor halı. Aşağıdan beni çeken bir şey de yok ona bakarsanız. Ama durduğum yerde düşecek gibi hissetmeye başlıyorum. İçimde bir şeyler beni aşağı doğru itiyor sanki. Bedenimin bütün direnişine rağmen sonuçta beni aşağı atan şey, yükseklik korkusuna benzer o garip duygu oluyor işte. Ardımdan senin de geldiğine emin bir şekilde düşüyorum. Sonra nasıl oluyorsa oluyor ve ağlamaya başlıyorum. Dışarıda olmak öylesine korkunç ki annem istediği kadar kucağında sallasın, feryat etmeyi bırakmıyorum. Yolu ve yolculuğu tamamen unutup bembeyaz bir sayfa olana kadar ağlıyorum. Seninle aynı yatağa yatırıldığımızı görünce geçiyor biraz korkum. Ve ikimiz de öncesiz ve sonrasız cici birer ikiz bebek olmak için derin bir uykuya dalıyoruz.