Yok’a Sayın Beni | Yılmaz Pirinççi
Yalancı, yıldızlar,
Peki ama biz kimi sevdik?
Kimin için aktı o kanlı gözyaşları?
Yüzyıllar süren bir laneti işler gibi.
Kim yazdı bize bu esareti?
Hangi mercanlara takıldı akan yıldızlardan devşirdiğimiz dilekler.
Hangi paslı çapa sürdü yüreğimizi?
Hangi cehennemi tutuşturdu içimizdeki ateş?
Hangi okyanuslara sel olup aktık ki?
Böyle gün yüzü aydınlığı bir ışık bile düşmedi penceremize.
Aynı anadan gelmiştik,
Aynı babanın soyu değil miydi?
Dünyaya gelmemize sebep neydi?
Hangi besmelesiz dokundu kundağımıza?
Hangi Lain şeytana gülümsedik ki?
Böyle iki yakası bir araya gelmedi ömrümüzün.
Sabır denen ömür değirmeni niye hep kapımızda
Bütün kutsal kitaplar bir tek bana mı?
Çalan, çırpan, talan eden geziniyor şen şakrak,
İnsan kanı içiyor insan.
Hem de gözünün içine içine bakarak.
Bir de saçlarına boyadılar hüznün bin bir rengini
Bir de yalancı ağlamalar satın aldılar timsah gözyaşlarına
Bir de…
Bir de boyun büktüler,
Çaldılar yetimin hakkını,
En masum gülüşleri kanattılar.
Bu yüzden hep bir çocuk ağlaması kahkahalarımızda…
Peki, ama biz kimi sevdik?
Hani ömrüne düşmeyen düşmezdi yüreğine
Hani mucizeler bekleyenler içindi.
Hani Eyüp’ün sabrına işaretti bunca bekleyiş
Yol almasını bilene hani herkes Hızır’dı.
Yok’a, sayın artık beni.
Oynamıyorum,
Yok’a, sayın…
Yılmaz Pirinççi
…