Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Yaşamını Gönül Gözü ile Sazının Tellerine Döktüğü Özlü Sözlerle Anlatan Âşık Veysel’in Ardından | İbrahim Ortaş

Yaşamını Gönül Gözü ile Sazının Tellerine Döktüğü Özlü Sözlerle Anlatan Âşık Veysel’in Ardından | İbrahim Ortaş

Son yüz yılda Anadolu toprağında yaşamış hemen herkesin (özelliklede yetişkin bireylerin) kulakları Âşık Veysel’in sazı ve ağzından çıkan o tartılarak çıkan türkü sözleri ile tanışmıştır.

TRT’nin TRT olduğu yıllarda sabahları Veysel babanın sözlerini anlamasam da müziği kulağıma hoş gelirdi. Belki de hep saz sesi duyduğumuz için hoşuma giderdi saz çalış tarzı. Çok sonraları yaşam yolculuğunda kendi yaşamını ve içinde yaşadığı dünyayı anlatmaya çalışan bir filozof yazar olduğunu fark ettim. Fark ettiğimde de Veysel baba artık doğanın yaşam bileşkesi olan toprak ile buluşmuş ve toprağının üzerinde onun ifadesi ile çiçekler açmış, arılar bal yapıyor, koyunla süt veriyordu. Mesleğim olan toprak bilimini anladıkça Veysel babanın büyüklüğünü ve sazının tellerinin gücünü daha iyi anlamaya başladım.

Âşık Veysel’in anlatımları ile o kadar etkili bir ozan ki saz ve söz bütünlüğü ile hepimizi düşündürttü. O sade ve naif anlatımı yanında vurucu ve dokundurucu ifadeleri ile bir o kadar da derin düşündürücü ve yaralayıcı etkiler yaptı zihinlerimizde.

Har bir anlatımın bir hikâyesi vardı tabii. Veysel babayı ozan yapan kendisini terk edip giden ilk eşi Esmaya verdiği yaşam dersidir. Kendisini terk eden Esmaya olan sevgisini ve kırgınlığını “Bir vefasız zalim yâre bağlandım, Tarih üç yüz otuz beşte evlendim. Sekiz sene bir arada eğlendim, Zalim kâfir yetim koydu kuzumu.” diyerek başlar saz çalmaya.

Toplumcu bakış açısı ile anladığı dünyayı ve insanı doğa gerçeği üzerinden çalarak söyledi.

Hepimizin bildiği ölümsüz eserlerinden;

Uzun ince bir yıldayım,

Dostlar beni hatırlasın,

Güzelliğin on para etmez,

Kahpe felek,

Kara toprak,

Küçük Dünyam

Benim sadık yârim kara toprak gibi başucu söylemleri ile yaşamı ve ölüm bilincini hepimize aşıladı.

Halen sevilen ve sözleri değişik şekillerde yorumlanabilmektedir.

Aslı önemsediği şiiri ve türküleri ile fiziki olarak görmeyen, ancak gönül gözü ile sazının teller ile anlattığı “Sen bir ceylan olsan” şiirindeki “vursam yaralasam söz ile seni” sözleri kavgayı değil anlatımla hemde etkili anlatımla insanı içten vuran-yaralayan bir tarz.

Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı

Avlasam çöllerde saz ile seni

Bulunmaz dermanı yoktur ilacı

Vursam yaralasam söz ile seni

“Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa” sözü ile “İnsanı Kâmili” tanımlayan güçlü bir yetişkin bir bireyi ve ne aradığını bilen bir ifade. As olanın şekil değil öz olduğunu felsefi ve psikoloji bilimi dili ile anlatıyor duygularını. Sözleri ile yaşamı bütünlüklü anlamış bir ermiş olarak saz ile toplumun zihnine düşüncelerini kazdırmıştır.

Yaşamını anlattığı “uzun ince bir yoldayım” şiirinde hepimizin yaşadığı yaşam yolcuğunda bilmeden gece gündüz gece yaşadığımız her tülü halleri açıklamaları filozofça açıklamış.

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm ayni zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

Âşık Veysel ölmeden önce şöyle söylediği belirtilir; “Ben öldükten sonra mezarıma taş koymayın. Mezarımda beton hiçbir şey olmasın. Sadece toprağa gömün beni. Üstümde biten otları inekler, koyunlar yesin; Et olsun, süt olsun. Mezarımda açan çiçekleri arılar emsin, bal olsun. Toprak olayım, benim toprağım da milletime hizmet etsin”. Genelde bu dünyayı ve öbür dünyayı analiz etmiş ve yaşamı bütünlüklü anlamış insanların ölüm olgusunu çözdükleri için ölümden korkmadıkları görülüyor.

Ölümü olgunlukla karışlamakta ve toprağa karışmaktan ve börtü böceğe yem olmaktan korkmamaktadırlar. Bu bilinç bir üst bilinci ve bütünlüklü bir kavrayışı ifade ediyor.

Benim yârim kara toprak şirindeki bir dörtlüğünde belirttiği;

“Bütün kusurumu ey yâr toprak gizliyor

Merhem çalıp yaralarım düzlüyor

Kolun açmış yollarımı gözlüyor

Benim sadık yârim kara topraktır”

 

Toprağın kendisini beklediğini ve kusurlarını (kendi tabiri ile sırlarını) sakladığını biliyor.

Aynı şiirinde, yaşamın ve gıdaların topraktan geldiğini belirtiyor. Toprakta yetişen bitkiler değil diyalektik açılımla koyunun da, kuzunun da suyun da, sütün de topraktan geldiğini belirtiyor.

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi

Yemek verdi ekmek verdi et verdi

Kazma ile döğmeyince kıt verdi

Benim sadık yârim kara topraktır

Her bir kelimesi ve dörtlüğü ayrı ayrı bir anlamlı ve düşündürtücü… Sözleri beynimizin altına giren ve düşünce dünyamızı genişleterek bizleri bilinçlendirdi ve ruhen içimizi mutlu etti. Ne mutlu ki böyle dünyayı gönül gözü ile anlamış ozanlarımız ve evrensel değerlerimiz olmuş.

Dün ölüm yıldönümüydü. Sargıyla rahmetle anıyoruz, ruhları şad olsun.

 

 İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr

23 Mart 2024, Adana

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.