Uyanış | Mehtap Emre
Yeni doğan günün
pamuk helva kıvamında
küçücük ellerinden tutup
muştulasın diye aydınlık yarınları
ebemkuşağından adaklar adadım
dedim ki
artık ağlamasın
yeryüzü çocukları
kaygılanmasın analar
hiçbir coğrafyada
ölmesin Güldünyalar
solmasın hanımeli kokulu sevdalar
göller
kurumasın
tohum çürümesin
efkârlanmasın karlı dağların başı
arılar yollarını kaybetmesin
dikenli teller ayırmasın
karıncaları bile
örselenmesin çiçek
tutsak edilmesin kuş
vurulmasın özgürlük
incinmesin hiçbir can
çıkaralım
sözlüklerden
‘hoyratça’nın tüm hallerini
güleryüzlü bilge yunuslar eğitsin
‘erk’ tutkulu çocuk-adamları
çağlayanlar yıkasın
kirli-paslı yanlarımızı
‘ben’ ay rık ot la rı temizlensin
çoğalıp ‘biz’ olalım
ve herkes bölüşsün dünya nimetlerini
kardeş payı
güzellik iyilik için yarışılsın
doğanın cömert göğsünde
bahara selâm
durdum
börtü-böcek
yeşeren dal
ve binbir umutla
evrenle yaşıt kızılderili’nin
sesini duydum
“ilkbaharda usul yürü
toprak ana hamiledir”
usulca sokulup
nabzını dinledim toprağın
irikıyımbirçınarıngövdesini
kucakladım
dostça
asfalt çatlağından başkaldıran
kır çiçeğine
saygı duydum
menekşeye sardunyaya fısıldadım
iyi dileklerimi
gülümsediler
annemin çocuk gözleriyle
ötelerden selâm gibi
su verdim
telâşlı serçeye
bir kirpinin göbeğini kaşıdım
söz düşürdüm
çocuk kedilerin
körpe mırıltılarına
bir de uçarı aşkın
subâkiresi kanatlarını okşadım
uzaktan uzağa
karanlık
çökmeden
tuttum
deve-cüce oynadım
gölgedostumla
ve sesime nakışladım
tüm dillerden yapılma
‘koşulsuzsevmektürküsü’nü
Gök Tanrı’ya şükranlarımı sundum
ellerim kuş oldu havalandı
sızlayan yerlerini
öptüm vicdanımın
“iyi ki varsın!”diye
her şeye karşın
ve inatla
‘insan olmanın erdemi’ni kutsadım.
/ 2019