Suskunluğun Meali | Yusuf Gökbakan
Yaz yaz bitmez sana sustuklarım
Esef ettiğin yazgı
Kelam ettiğin yıldız falı
En ketum yanı karanlığın
Hıçkırığı, viran kervansarayların
Harfsiz , elifbasız
Anlat anlat bitmez sana sustuklarım.
Her karışta büyüyen gölgem
Devrilmez ahde vefam
Devrimi döndüren vefasızlığın
Sarsa da ruhumu eylenmez çıdam!
Sana dönük yanım acımasa da
Sancıtır içimi bir tek, körleşmesi kalbinin .
Oysa ateşe ateş atar öteki yarın,
Sesini renginden tanırsın sonra
Yerle yeksan çığlıklarımın.
Dirayeti kulaklarının tükenir,
Düğümlenir dilin ardımdan döktüğün ağıtlarda,
Hasıraltı edemediğin lotus çiçeklerinden,
Dikenli bir taç takılır
Ah vah ettiğin başına,
Ne kadar dirensen de nafile;
Kurt yeniği bir nedamet,
Onun ateşimtrak yanığı,
Benden sana arta kalan;
Yana yana büyür sana suskunluklarım.
Hani olsa cesaretin;
Güneş senin saçlarından doğar sabaha,
Benim dökük alnımdan batar,
Dolanır keşfedilmemiş ilhamlara,
Bilirsin, değerini bende buldun soluk almanın,
Katar katar;
Bilirim, kaydettim aynama görüntünü,
Özlemkâr özlemkâr;
Teskin eyle bu akşam mehtabı,
Nazar nazar;
Bilir mi ankebut ,
Zebunluğum bu yüzden,
Bu yüzden gönül bizar?
Söz söz bitmez sana suskunluklarım..