Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Söz Uçar Yazı İki Cihanda Kalır | İbrahim Uysal

Söz Uçar Yazı İki Cihanda Kalır | İbrahim Uysal

 “Cehaletin düşmanı eğitimdir,” (Mustafa Kemal Atatürk) 

   “Canı olanın canı yanar;” Bu cümleyi, ilk ben görsem güler geçerdim.

    Öncelikle “canı” tanımlamak gerek, değil mi?

Evet, Can fiziki olduğu kadar felsefi tanım içeren bir sözcüktür. Yaşayan tüm canlıların can’ı vardır, ancak buna bir ruh katınca bu canın ve canlının bir anlamı olur. Canlının yaşamında ki değişiklikler de eğitim ile olur. O yüzden insanın ya da canlının değeri, aldığı ya da edindiği eğitimi bir anlam kazanır.

O zaman, eğitime de bir göz atmak gerekir.

Her eğitimin bir amacı vardır. İnsanlık tarihi de her türlü eğitimin yapıldığı örneklerle doludur.

Eğitim, söz, söylence kadar yazınsal olarak kayıtlara geçmesi önemlidir.

Eğitim, okuldan alındığı gibi aile ve toplum önderlerinin deneyimlerinden de alınır.

Birçok toplum ve milletin yaşadığı en büyük şanssızlıklardan birisi, her şeyin yazıya dökülmemesidir.

Türkler gibi göçerliği bir yaşam biçimi olan toplumlarda bilgi, yazılı kaynak yerine toplumun “aksaçlılar” dediği aile büyüklerinin söylencelerinden edindikleri hafızalarına kazınan bilgi ve deneyimlerdir. Bu yüzden, öğrendiğimiz birçok sözün kesin kaynağı hep tartışmalıdır.

Toplumun bazı kesimi bugibi sözleri, kendine ya da örnek aldığı önderine mal etmiştir.

     Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cehaletin düşmanı eğitimdir“, sözü onun toplumun eğitimine verdiği önemi gösterir.

Cumhuriyetin o kadar çabalarından sonra, günümüzde yaşanan cehaleti anlamak için yine tarihimize bakmamız gerekir.

   O kadar söz vardır ki başlangıçta yazılı olmadığı için herkes birilerine mal ettiği görülür.

Örnek, “Mey Biter Saki Kalır, Her Renk Solar Haki Kalır, Diploma İnsanın Cehlini Alsa Da

Hamurunda Varsa Eşeklik, Baki Kalır,” sözü Fuzuli’ye mal edilse de Abdül Baki Gölpınarlı buna ilişkin kesin kayıtın olmadığını, Ziya Paşa’nın da olabileceğinden söz edilir.

Yıllar sonra, “Hâkim Bey” şiirinde dizelerine döken Mehmet Erdem,

“Söz uçar yazı iki cihanda” der.

     Bu bilginin kaynağı, bilginin eğitimdeki yeri açısından önemli…

İnsanlık tarihi boyunca, insanlık için iyi ve güzel şeyler ile dolu olduğu gibi, insanın ya da insanlığın zaaflarından yararlanmak isteyen, önleri kendi çıkarları için kullanmak isteyenlerle doludur.

Günümüzde o kadar çok bilgi ve bilgi kirliliği var ki bunu ayırt etmek için uzmanların el atması gerekli.

Bir başka örnek: “Bu kadar cehalet, ancak eğitim ile olur” sözü.

Çok duymuşuzdur, referans gösterilen yazı, Vedat Türkali’nin ” Bir Gün Tek Başına” romanında,  Sakallı Celal’e atfedilir.

Evet, toplumun bu çağda bu kadar hurafelerle yaşıyor olması bir rastlantı olamaz. Bu kadar cehalet, eğitim ile olması gerekirdi, öyle de olmuştur.

Osmanlı’nın durumunu bilmeyen yoktur. Her ne kadar birileri, Cumhuriyetin eğitim sistemini eleştirmek maksaıyla “bir gecede cahil olduk” deseler de zaten cahil idiler. Bu gibi lafları ağzına sakız yapanlar, güvenilir kaynaklardan o günün okuryazar oranlarına bir baksınlar, kimse bir günde cahil olmadığı anlaşılacaktır.

Cumhuriyet Köy Enstitüleri, Mahalle Mektepleri,  Askerde “Ali Okulları” gibi onlarca proje ile yeni bir nesil yetiştirmiştir. Eğitim sorunu bir şekilde aşılırken, ne yazık ki bu kez de nitelikli yönetici seçme sorunu ile karşı karşıya kalınmıştır. Her ne kadar, bazı kusurlar kabul edilmese de 1945’li yılların tek partisi CHP de o güne kadar yaptığı güzel şeylere leke süren kararların altına imzasını atmış, eğitim sisteminin bozulmasına “çanak tutmuştur.”

İşte burada, “örgüt” kavramına geliniyor.

O günün CHP’si içinde, daha sonra Atatürk, Cumhuriyet Devrimlerine karşı çıkan kadrolar da barındırılmıştır. Maalesef, onlar da bu günlere gelinmesine çanak tutmuşlardır.

İşte, Sakallı Celal’in dediği gibi, “bu kadar cehalet, eğitim ile olmuştur.”

Eğitim sistemi ile ilgili bazı siyasilerin İktidar kanadı olarak yaptıkları, bazı siyasilerin Muhalefet kanadı olarak sessiz kaldığı ancak halkın kazan kaldırdığı bugünkü yaşananların tohumları çok gerilere gider. Bütün geri gidişler de eğitim ile olmuştur.

    Tolstoy’un bir sözünde şöyle der.

“Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.”

İşte toplumun geldiği bu durumu görenlerin yüreklerinde tomar tomar acı dolu. Hatta bu acıya sebep olan halkı göre göre, onun için çırpınmaya devam eden aydınların, yurtseverlerin canları işte bu yüzden yanar.

Onlar canlıdırlar, canları vardır ve başka canların acıları, dertleri için canları yanar durur.

İşte bu da toplumsal eğitim ve aile terbiyesi ile olur.

ibrahim uysal
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.