sahibinden ev baktım günlerce
çözemedim sahibi olmak nedir
bir insanın, bir aşkın ve sözün
ölümü iplemeyen bir yaşam istedim
korkulu çığlığında asılı kaldım ciğerimin
yalnızdım, yorgundum doktor çok biliyordu
doktor iç organlarıma dair her şeyi biliyordu
maç sesi özledim o hiç sevmediğim
santrafor kelimesi damarımdan nasıl akar merak ettim
ofsayt çekilir miydi mesela bütün ayrılıklara
saçmalıyor muydu insan ölüm yüzünü böyle okşayınca
kalbim ne çok onlara ait bildim
kırık dökük bir kaç ses ateşli düşlerimde
bütün ölülerimi ziyaret ettim
ve ışık huzmesi bir tanesi
insan en çok sevildiğine inanmak istiyor
kardeş bir yüreğin şafağına inanmak
hayat veren serumun sıcaklığına bırakır gibi bırakmak
vücudun bütün topraklarında birini sevince başlıyor özgürlük
bağımsızlığını ilan ediyor yaşam;
patlayan kılcal damarlarım hızla kavuştu rengine
ateşi alnımdan düştü gecenin
mor akıyordu kaç seherdir
sonra oğlum geldi İstanbul’dan
şafağın sahipsizliğini bilen her şeyim ayağa kalktı
ölüme ve ölümü hatırlayan her şeye karşın
susmuyor hayatı böyle seven yüreğim