Sever Miydim Böylesine? | Gülüm Çamlısoy
Düş salkımlarından hazan: gökte tebessümler asılı bizlerse baş aşağı ve ağdalı bir dille yaşarken dilemması acıların son sürat ölüme koştuğumuz…
Konçertosu göğün maviden pike yapan kuşlar
Aşkın şah damarı
Yalnızlığa kefen giydirdiğimiz ölü bir geceyi
Dur durak bilmeden arşınladığımız yalnızlığa
Ve acıya serzenişi
Ben dilinde ve vücut ikliminde
Noksan notalar
Rötarlı mutluluk
Melankolide ısrarcı gölgeler
Bir de yürek çıt çıkarmadan sevip de kırıldığında
Tam da kırıldığı yerden…
Tefekküre dalıp unutmayı unuttuğumuz delişmen göğün
Dalkavuk esintinin nabzını alamayız ya bazen
Ve işte terennüm yüklü bir şafak
Kayda alınası başat duygular
Yılmadan sevebilmenin mealine tutsak mısralar
Aşkla sırdaş bir konfeti sağanağı
Özlemin de dik alası hali hazırda severken
Sen, yabancı
Ve biz olmanın mealidir
Her şiir ve kundaklanmış şehir
Tefe tutan rüzgâr
Şeytani bakışlarında karanlığın ve nefretin kustuğu
Bir öyle bir böyle yaşamak
Narin bir kuş gibi bir yürekten diğerine seken
Cafcaflı günlerse dünde kaldı
Anda saklı bir sabık duygu
Hatırına dünyanın yaşamaya dair
Bir şiirden çoğu saklı an itibari ile
Yazılmaya dair
Ne var ne yoksa
Ütülüdür sözcüklerim
Ütüsüz sevip de ölüp dirildiğim
Yeniden yaratılışın müjdesini veren
O ulu rakım aşkla kesişen yolu mizacın
İlahidir Sırdaşım
İman dolu göğsüm ve yarınlarım
Yarıladığım bir ömür törpüsü
Yoksa kat çıkar mıydım ben hayata durduk yere de
Sever miydim her yoldan çıktığımda
Koştuğum Rabbim…
Demlendiğim bir recim
Aşkın bakiyesi illa ki özlem
Şerh düşülesi binlerce duygudan
Arda kalan
Silik bir günde saklı solgun gülücüklerim
Bakiyesi mi ömrün?
Yoksa durduk yere yazılır mıydı şiir
Ve bam telinde asılıyım ağacın
Dar koridorlardan firar ettiğim
Yatsının namazını kaza kılacağım
Erkenden öleceğimi bilseydim eğer,
Sever miydim böylesine içten ve yürekten…