Dolar 36,5210
Euro 39,5780
Altın 3.418,24
BİST 10.507,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 20 °C
Az Bulutlu

Sev Komutu | Gülüm Çamlısoy

09.03.2025
10
A+
A-
Sev Komutu | Gülüm Çamlısoy

Göğün, saklı umudun karaborsa düşleri, bulutları:

İçime yağan kar tanecikleri yüreğin hüznüne bandığım sere serpe uzandığım mahşeri yalnızlığımın boyutsuz coşkusuna tek tanık iken yüce Tanrı…

Tekil haneme sirayet eden bir gül ya da dünde kalmış düldülün rehaveti çöreklendi içime ve lehim yaptığım kadar aklımın kopuk tellerine kondu kuşlar.

Kuş bakışı sevdiğim…

Kuş bakışı içimdeki çocuğun lanetlendiği bir kış gecesi…

Seğirdi gözlerim ama yetmedi.

Semirdi hüznüm ve gözümü kestirdiğim kadar bir şiire yazdığım onca şiir onca dize kesemedi hızımı.

Göğün revnak bulutları; yerin göğün tek Hâkimi:

Vuku bulandı hasret bazen bir virgüle denk düştüğüm en çok da üç noktalarla hasbıhal ettiğim hikâyeler nesirler nezdinde kaderin itaat ettiğim iken alın yazım ve tahtım yapılsa da kanıksanmış bahtıma itiraz etme hakkımın bulunmadığı o engebeli güzergâh:

Sistematik severken.

Bir sis dağında ya da hüznün yamacında kaybolduğumun ertesi ötüşen iç sesimi kundaklarken dış ses ve bağrıma bastığım duyguların ağıtlar yaktığı özlemin seferi tanığı ve seyyah sözcüklerimden bir bir dökülürken zerreler zarif bir reverans ile kalemi elime almamın ertesi nasıl da kesik kesik geliyordu hem de uzaklardan asla ulaşamadığım mutluluğun sesi.

Bir hayalin hörgücünde saklı iken gerçekler.

Gerçeklerin inhisarında büyüyen gözbebeklerim ve teselli bildiğim kadar şiirleri hızımı da alamadığım ve işte o kayıp minvalde dikmek adına yüreğimin söküklerini…

Bir hare iken ışıldayan.

Tekil hanemdeki curcuna.

Tansiyonu da yükselirken yaşamın.

Son bir gayretle yola baş koyduğum ve mızıkçı kaderin hem yasını tutup hem izini sürdüğüm bir bulut gibi üstüne konduğum hasretin de diğer adı idi aşk:

Çeperinde yangının ve imkânsızlığın anbean şerit değiştirdiği kutsal yörüngemde baş verirken umudum ve tok sesinde kederin içimi yuhalayan sözcüklerden alıp da başımı en çok da kendimden gidemediğim.

İmgeler çığırtkandı bir o kadar sürtük:

Bir duygunun kıvancında saklı iken ansızın dümeni kıran yaralı kaptan misali…

Batık gemimin atığı iken eşkâli olmayan misafirlerim ve ölümcül güdülerim ve işte kısık sesinde renklerin kastığım kadar kendimi kanaviçeler işliyordum matemime ve körüklendiği kadar meltemin hızında hayat buluyordum ölümüne sevdiğimden de öte kalemin infazı idi her yolum düştüğünde kendime bir şiir dileyip bir hikâyede sonlandığım en çok da:

Hayretler içerisinde kaldığım hayatın kaçıncı romanı kaçıncı fermanı idi sahiden de yazdıklarımdan payıma düşenlerle hemhal devrik ömrün de atarı iken sözcükler bir ederi yoktu belli ki duygularımın.

Köhne bir mezarda.

Kuluçkaya yatan kedere esefle söylendiğim ve o mahşeri kalabalığı tek kişilik dünyamda misafir ettiğim.

Demem o ki:

Ben bir rivayettim.

Demem o ki:

Şakıyan kasvetli ruhumdu kerevete çıkan ve uğurlu sayım iken on üç eşleştiğim duygulardan arda kalan son gayretle d/okunmuştum işte içimdeki yetim çocuğun kalbine.

Süzgeçten geçen duygulardan arda kalan.

Bir kış günü bir g/izin peşinde güç bela sevenlere inat aşkı kabrimde büyütüyordum ve diğer âleme göç etme telaşı ile hayatı tek bir sözcüğe sığdırma gayretim ile sözcüklerin ve mazinin yasını tutarken bir yandan da kimliğimi sürdürmek adına ıskaladığım kadar da mutluluğu…

Öncesinde ekili idi düşler, yüreğin tarhında saklı göğün katmanlarından sökün eden bulutlar misal.

Bense tedirginliğinde bu aşkın,

Hele ki yok mu yok mu yüreğe saplanan şarapnel:

Bozguna uğramış bir komutan olsam bile,

Nasıl ki sev komutu ile baş koymuştum bu yola…

Zehir zemberek kıvancı yalnızlığın, üzerinde sektiğim mayın tarlası önce yüreğimi şehit verdim sonra belleğimi yürekse alabildiğine tarumar, ezeli düşmanım iken kibir ve kin, vekili olduğum sevginin ulaştığım o lahza:

Hani, hani, en ulvi Rakım:

Aşkın meylettiği aşkla koştuğum en yüce Makam.

Bense kâh mekânsız kâh makamsız, zil zurna imgeleri de acımasızca kırbaçlarken ve lehim edilmiş sair imge düşmez iken de yakamdan.

Zaruri bir yaşantı en çok da zemheride kalmış aklım:

Soğukla verdiğim savaş ve teninde sözcüklerin titrinde aşkın tevazu yüklü yüreğim aşabildiğim kadar bentleri, taşkın bir aşkın sonlanmazken de özlemi.

Beypazarı’nda unutulmuş bir tezgâh üzerinde saklı ayyuka çıkmış bu sevda.

Her hece bir dua.

Her dua yeniden doğum.

Öncemden hicapla kaçtığım andaki muvaffakiyet ve mevcudiyetim.

Yarım ağız sevenler mi istersin?

Ya da bir yarım ada mahiyetinde kavuşmak mı ana kıtaya?

Yorgunluğun peyda olduğu o devasa coğrafya ve ben kılı kırk yarıp da yazmanın ertesi haizi olduğum coşku ve huzur hatim indirdiğim gecenin kavuşulası şafağında bazense şafağımın attığı kâh Şarkı aşkın kâh Garbı ve işte taziyelerimi sunduğum Şimal Yıldızı.

Bir batında da doğdu mu şiir ve umut.

Uyruğu kayıp bir minvalde bütünleştiğim insan ırkı.

Sessizliğin cüreti seslerin cüssesi; bir semazene öykünüp dirilttiğim iç sesim ve mahcup gülüşüm ah…

Bu da yetmezmiş gibi:

Uzaktan sevişim.

En müphem duygu belki de kabul görmekle yok sayılmanın arasındaki o ince çizgi:

Tıpkı hayat gibi;

Tıpkı normal ve anormal arasındaki o derin yarık ve normal numarası yapan nice sanık aşka özdeş değil yandaşı oldukları her olumsuz duyguda ve işte zırnık da sevmeyen öfkeli ruhların uğruna kendimi sevmekten alıkoyup başka başka yüreklere yelken açtığım.

Zimmetliyim hem sözcüklere.

Zemheride üşürken şiir ve gece.

Zaruri bir iltimas geçtiğimde kaleme.

Zinhar yolcusu…

Zinhar aşkın küfesi.

Yandan çarklı imgelerin ve şairin alın teri…

Ve işte istiflediğim kadar sözcükleri…

Yedieminde unutulmuşluğumla kutladım ben yeniden doğuşumu ve sarpa saran hüzne biat dünyaya da adalet getirsin diye sevdim en çok da aşka âşık bir rutin b/ellemişken hayatı…

Dedim ya:

Komutu her aldığımda elime kalemi de sapladım mı en derine:

Ben aşkın emir eriyim emre amade bir günden arda kalan şu soğuk iklimde serzenişim sadece kendime hani olur da bağışlarım kendimi coşkumdan dökülen her şiire ayrıca müptela mademki yüce Rabbim de beni sevdi…

 

Gülüm Çamlısoy
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.