ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

SESSİZ KAYIK | Melek İvrendi

07.07.2019
1.321
A+
A-
SESSİZ KAYIK | Melek İvrendi

ÖYKÜ

Bir kayık, hayaleti andırır gibi, denizin içinden geçip gider. Bu hissi, deniz ve havanın uyum içindeki durgunluğu yada sessiz kayığın yolcuları olan, anne, baba ve uzun saçlı küçük kız çocuğundan oluşan aile vermektedir.

Aslında, bu sevimli aile kayığın içinde belli belirsiz görünmektedir. Denizin üstüne puslu bir hava hakimdir. Bu yüzden kayığın içerisindekiler, uykuyla uyanıklık arasında görülen bir rüya gibi, geçip gitmektedirler. Kayığın geçişine tanıklık eden insanlara böyle olduğunu hissettiren, aslında sis bulutlarından başka birşey değildir. Kayık, kıyıya çok yakın olmasına rağmen, bu sis bulutları yüzünden, kimi zaman görünüp kimi zaman kaybolur.

Baba bir köşede kürekleri çekerken, anne ve küçük kızı, kayığın diğer ucuna kurulmuştur. Bulutların arasından sessiz sedasız ilerlemektedirler. Ufak bir devinimleri bile göze çarparken, tek bir ses bile çıkarmadan…

O an herşey sessizdir. Tüm yeryüzü, bu huzur kokan ailenin sessiz geçişine tanık olmak için, tek bir çıt sesi çıkarmamaya yeminli gibidir. Kayık ve kayığın içindekilerle birlikte gelen huzur, tüm kıyıya yayılmış ve giderek tüm yeryüzünü kaplayacak gibi görünür. Anne, sanki bunu bilerek usulca küçük kızının saçlarını örmeye başlar. Kızın, açık kumral saçları, güneşin altında altın gibi parlayıp, annesinin yumuşacık ellerinde can bulur. O an herşey, bu ana tanık olmak için donmuş gibidir. Ufacık bir gürültü yada göze batacak birşeyler yapmamak için, ellerinden geleni yaparlar. Bir tek, uzaktan uzağa kulağa gelen, bir bebeğin denizin içinde ayak çırpışları ve küçük, mutlu kahkahalarıdır.

Denizin yüzeyi, pürüzsüz denecek kadar düzdür. Kayık, içindekilerle birlikte,
kıyıya çok yakın ve paralel yüzmeye devam eder. Bu küçük ailenin kayıkla uyum içindeki sessizlıkleri, herşeyi anlatmaktadır. Birçok insanın zıttına, onlar, ‘aslında biz mutluyuz’ diye bağırmaktadır.

Sis bulutları, kürekle atılan her kulaç sesiyle, biraz daha dağılır. Bu durum, orada bulunan insanlara, gecenin içinde görülen güzel bir rüyadan, yavaş yavaş çıkan günün ilk ışıklarıyla, ayrılıyor olmak gibi gelir. Kayık, kıyıya o kadar yakındır ki, kıyıda oturunlar kayığın içindeki her devinimi açıklıkla seçebilirler. Anne, hala küçük kızının saçlarını örmeye devam eder. Bunu öyle önemseyerek ve sevecenlikle yapar ki, sanki o an, saniyeler saatleri takip etmiştir. Bu küçük kızın saçları, sonsuzluktan örüle örüle gelmiş ve sonsuzluğa örüle örüle gidecektir.

O gün, kayığın orada bulunması, orada bulunan herkesi bir başka havaya sokmuş, kayıktakilerin olumlu elektriği, hepsini sarmıştır. Denizde bile bir başkalık vardır. Su, her zamankinden daha berrak göründüğü için, kumun üstündeki deniz kabukları sedef gibi parıldar. Kumla aynı renkte olan gümüş balıkları bile seçilmektedir. Denize girmeyi sevmeyip, kıyıda güneşlenmeyi seçenler bile, kendilerini denizin kollarında bulurlar. İnsanlar, birbirlerini mıknatıs gibi denizin içine çekerler. Şimdi, kumun üstünde güneşlenen tek bir insana rastlamak bile zordur.

Az biraz yüzme bilenler bile derinlere açılır. Ancak iki arkadaş vardır ki, insanlar, cam gibi berrak suyun içinde, ne kadar açılmak isterlerse istesinler, bu ikisini geçemezler. Onlar, farkına bile varmadan, en uzakta yüzen insanı bile, çoktan gerilerinde bırakmışlardır. O küçük ailenin içinde olduğu kayığı, herkes gibi onlarda görmüştür. Kayık, az önce onlar ve diğer insanlar arasından geçip gitmiştir. Bir süre, herkes gibi onlarda yüzmeyi ve konuşmayı bırakıp, bu güzel ve huzur dolu aileyi seyretmiş, kayık gözden kaybolup gittikten sonra, yüzmeye devam etmişlerdir. Bir ara yüzmekten yorulupta, konuşmaya aralıksız devam ederken, birkaç metre ilerden büyükçe bir balık, denizin içinde zıplayıp, kendini tekrar berrak suya bırakır. Etraflarına bakarlar. Kimseler yoktur, balık sadece onlara görünmüştür. Balığı tekrar görmek umuduyla çevrelerine bakarlar. Ancak, balık çoktan suyu derinliklerinde kaybolmuştur.

O sabahın erken saatlerinde, belki tatlı bir uykunun ortasındayken, o günün deniz keyfini kaçırmamak adına, zorla da olsa kendilerini sahilde bulan insanlar, denizden ayrılmayı istemezler. Saniyeler dakikaları takip etmiş, belki de saati bulmuştur. Balıkta kayıkta çoktan gözden kaybolmuştur. Açıklarda yüzen iki arkadaş, kıyıya doğru kulaç atarlar. Diğer insanlar gibi, denizden çıkmak istememelerine rağmen, kendilerini kıyıda bulurlar.

Uzaklardan, büyük bir deniz kuşu görünür. Kimi zaman dalıp, kimi zaman su üstünde yüzerek, kendini bir kayığın üstüne atar. Şimdi kanatlarını açmış, dalgaların üzerinde nazlı nazlı salınan kayığın içinde, güneş ve pırıl pırıl denizin keyfini sürmektedir. Herşey, denizin gerçek sahipleri olan, balık, kum, deniz kabukları kayıklar bir de birdenbire ortaya çıkan bu deniz kuşuna kalmıştır.

İnsanlar, sıcak kumların üstünde güneşlenirken, az önceki güzel anlar, sis bulutlarının içine hapsolmuş, sis bulutları, o anları başka diyarlara taşımak üzere, çoktan yola çıkmıştır.


ETİKETLER:
Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.