Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Selanik’li Meryem | Aylin Özgür

24.01.2022
425
A+
A-
Selanik’li Meryem | Aylin Özgür

Taa güzelim Selanik’ ten kaltı, hiç korkmadan tek başına düştü yollara Maria…

Ne annesi var yanında ne de babası.

Yolu onu Avrupa’nın bir ülkesine götürdü, çalışıp ailesine katkıda bulunacaktı.

Maria’nın bir de kız kardeşi vardı, ama onun kadar uçarı değildi. O daha temkinliydi ve yeni şeyler deneyimlemeyi pek sevmezdi. Güven olmalıydı onun olduğu yerde.

Maria’nın, birçok deneyimleri vardı bu hayatta ama hepsi de hayal kırıklığı ile son bulmuştu. Olumsuz tecrübeleri yüzünden rüyalarında hep kâbuslar görür olmuştu. Sebebini ise insanların kötü olmasına bağlıyordu. Öyle bir noktaya geldi ki yaşadığı, huzurlu hissettiği yuvası artık ona huzur vermez olmuştu.

Çok zaman hiç bir yere sığamadığını hissediyordu. Yakınları “ergenlik sendromu yaşıyor” deseler de hayır, değildi. O, henüz yirmili yaşların başındaydı belki.

Ama hayatında edindiği tecrübeler onu oldukça olgunlaştırmıştı.

Üniversitesini bitirir bitirmez, iş aramaya başladı. İstediği gibi iş bulamayınca Avrupa ülkeleri geldi aklına. Malum birçok Yunanlı artık Avrupa’da çalışıp ailelerine katkıda bulunuyordu.

Bu kararı almak kolay olmadı, ama bocalamaktan iyidir deyip koyuldu işe.

Öyle bir odaklandı ki hedefine, iş buldu kalacak yer buldu.

İş olarak bir restoranda garson olacaktı. İngilizcesi de vardı. Bir başlangıç için bu yeterdi.

Karar verdi, bunu ailesine açıklayacaktı. Ailesi onu güzel yetiştirmişti, gece hariç bir yere gitmek isteyince, ona izin veriyorlardı.

Avrupa konusuna izin almak, kolay olmadı.

Günler günleri, haftalarca tartışmalar birbirini kovaladı.

Her defasında aynı cümleyi kuruyordu Maria, “tek ben miyim? Avrupa ya giden?”

Sonunda, “denemek istiyorum başaramazsam geri dönerim” deyip yollara düştü.

Bu kararı vermek, hiç kolay olmadı.

Onun için tek başına yabancı bir ülkede  ilk yardım alacağı insanlar, Yunanlılar olmalıydı.

Bir kaç kez dil ve evrak konusunda yardım istedi. Karşılığında, “şunu yap bize, bunu yap” gibi emir vakilerle karşılaştı.

Bulunduğu ülkenin dilini öğrenmeliydi.

Bir kursa yazıldı. Böylece başının çaresine bakabilecekti.

Sonraları, çalıştığı restoranda eşi olacak kişiyle de tanışmıştı ve kısa süre sonra evlenip yuva sahibi oldular. Verdiği evlilik kararı zaman zaman onu sorgulatıyordu, iş arkadaşıyla bir hayat kurmak, “olmadı boşanırım” diye geçirdi içinden.

Maria sürekli bir eksiklik hissediyordu hayatında. Ve kısa süre sonra hamile olduğunu öğrendi.

Oğluna hamileyken eşiyle anlaşamamaya başladı.

Eşi ona psikolojik şiddet uyguluyordu, maço tavırları bezdirmişti artık, ne sevgi kalmıştı ne de saygı. Karar verdi eşinden doğum yapınca ayrılacaktı.

Memleketinde ailesi ise onu mutlu sanıyordu. Her şeyi tek başına çözmek istiyordu bu yüzden onlara bir şey yansıtmamıştı. Doğum anında eşi yanında yoktu, defalarca aramasına rağmen ona ulaşamadı. Hastaneye komşuları yetiştirdi.

Doğumu zor oldu bir çok komplikasyon meydana geldi. Sonunda oğlunu gördü ve o an yaşadığı  her şeyi unutmaya yetti. Kendini çok yorgun hissetmesine rağmen, yeni kararlar almak için kendinde bir güç buldu.

Maria doğum sonrası kadın sığınma evine gitti, yardım kuruluşlarından yardım istedi.

Arada eşi gelip oğlunu gördü ve özürler diledi ama Maria için faydasız olmuştu her bir çabası. Kendine ve oğluna yeni bir hayat kurmalıydı. Asla pes etmedi, ailesine asla durumunu anlatmadı onları üzmek istemedi, belki de biz sana demiştik, cümleleriyle uğraşmak istemedi.

Sonunda eşiyle ayrıldılar, biraz çekişmeli de olsa boşanma davası sona erdi. “Keşke” demiyordu çünkü o keşkeklerde dünya tatlısı oğlu da vardı.

Maria farklı bir meslek dalıyla ilgilenmeye başladı. Hemşire olacaktı, gereken araştırmaları yaptı ve okula başvurdu, başvurusuna da olumlu dönüş aldı. Çok mutlu oldu başka bir hedefi daha vardı artık.

Okulunun açıldığı güne kadar oğluna kreş ve bakım yeri bulması gerekti, aradı taradı bulamadı çok zamanını aldı. Umudunu asla yitirmedi.

Okulundan uyarı yazısı aldığı gün oğluna da kreş bulmuştu.

Yazıda, devamsızlığı daha sürerse

Okuldan atılacağı yazıyordu

Ertesi gün okuluna gitti, ders notlarını aldı ve böylece farklı bir maceraya başlamış oldu.

Sınıfın çoğu hep yabancı kökenliydi.

Sıra arkadaşı bir Türk’tü ve ismi Nurten’di.

Zamanla samimi oldular ve Maria’ ya her bayramda baklava ikram ederdi arkadaşı. Maria da her defasında İslam dini hakkında sorular sorardı.

Arkadaşı Nurten, bıkmadan usanmadan kelimeleri iyi seçerek ona İslam dinini anlatırdı.

Sınıfın en uyumlu ve çalışkan öğrencileri olmuşlardı.

Okul bitimine yakın. Nurten Türkiye’de gitmesi gerekti. Maria’ya, ne istediğini sordu. Onun tek isteği olmuştu. İngilizce dilinde bir Kur”an…

Maria’nın memleketinde ona insanlar, İslam dinini çok yanlış ve olumsuz yönde tanıtmışlardı. Öyle olmadığını Nurten sayesinde az çok deneyimlemişti, sadece tasdik arıyordu.

“Sizin dediğiniz gibi değil,”demek içindi.

İngilizce Kur’an, eline geçince hemen okumaya başladı. Okudukça, içine huzur doldu. Öyle bir huzur ki tarif edilemez sanki.

Yıllardır boşuna yaşamış gibi hissetti o an.

Her okuduğu satırda yeni ufuk, yeni bir gün açılıyordu önünde.

Kendini güven dolu ve huzurlu hissetti.

Karar verdi kendince, Müslüman olacaktı. Bunun için araştırmalar yaptı. Yeni kararında arkadaşının etkisi çok oldu.

Ona adını değiştirmek istediğini Türkçe olarak sormak istedi. Niyeti Nurten’ e sürpriz yapmaktı.

Türkçe olarak, “Nurten adım ne olmalı?” diye sordu .

Nurten şaşkın, aniden ağzından “Meryem” ismi çıkıverdi.

Maria, artık Meryem olmuştu.

         Saygılarımla…

                               Aylin Özgür

 

Aylin Özgür
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.