Seksenlerde Aşk Pastanede Buluşup Pasta Gazoz İçmekti
Aşık olduğun kız için seçtiğiniz şarkıları kaydederdiniz kasetten kasete. Eski teybin rec tuşu arızalıdır ve çatal sıkıştırmışsınızdır. Annenizin mutfaktan seslenmesi karışır melodilerin arasına, ama bunu siz değil de sevgiliniz farkedip size söyler. Kızarıp bozarırsınız ve gülüp geçersiniz. O zamanlar, el ele tutuşma düşüncesi bile evlenme teklifi etmeye çalışmakla eş anlamlıydı. Öylesine güzel masum yürekler vardı ki o zamanlar, kaldırımda el ele tutuşup yürürken tüm mahalle sizin dedikodunuzu yapacak ve bu ailenizin kulağına gidecekmiş gibi ürperirdi utangaç yürekleriniz.
Sırf bu yüzden…
Birkaç sokak veya iki mahalle ileride buluşulurdu. Genellikle cepteki para gün boyunca sizi idare edecek kadar asla olmazdı ve ”hadi paçalarımızı sıvayıp deniz kıyısında dalgalarda yürüyelim” tatlı yalanlarını hiç yemezdi sevgiliniz ama sırf sizinle olmak için ayaklarını sokardı o tuzlu sulara. Üşütüp hastalanırdı belki ve biraz da karnı ağrırdı fakat hiç size belli etmezdi. Karşıdan; elinde gülleri ile gül satan kadınlar size yaklaşırken, sizin her adımda yüzünüz kızarır utanırdınız. Belliydi çünkü!! Çiçekçi dükkanlarındaki fiyatlardan biraz daha pahalı fiyatlar söyleyeceklerdi. Alsanız günün geri kalanında para lazım olacak, almasanız kız alınır diye düşünüp üzülürsünüz.
Kız arkadaşınızı eve bırakıp geri döndüğünüz o uzun yorucu yolları düşünün. Zihninizi süsleyen pembe evlilik hayalleriyle birlikte atardınız adımlarınızı o kaldırım taşlarında gelecek yıllara sanki. Yürürdünüz de ayaklarınız yere basmadığı için yorulmazdınız hiç. Öpmeye kıyamadığınız aşkınızı düşünüp uyursunuz gecenin koynunda… Müstehcen rüyalarınızdaki gibi cesaretli olamazdınız hiçbir zaman aşkınıza karşı. Nasıl sevişirdiniz sabahlara kadar da o’nun haberi olmazdı. Gece seni rüyamda gördüm, çok güzel bir rüyaydı deyip detaylara girmediğiniz muhabbetleri aklınıza getirin.
sevgiliye yollanan mektupların cevabı heyecan ile beklenirdi. telefon her yerde olmadığından maddi durumu olmayan aşıklar birbirine mektup yazar, kimsenin görmediğine emin olduğu yerlerde buluşurlardı. o zamanlarda özlem vardı. birbirini göremedikçe daha çok hasret kalınıp şiirler de yazılırdı.
Seklenlerde aşk pastanede buluşup pasta gazoz içmekti…
Kocaman gövdeli bir ağacın arkasından birbirine “ceeee eee” yapıp eğlenmekti…
Buluşmak için en az bir gün öncesinden yer ve saat ayarlaması yapmaktı…
Seksenlerde aşkın fon müziği Ümit Besen demekti…
( Alıntı )