Sarsak Serçe Yavrusu | Mustafa Söylemez
Kırık dökük kızıl gün ararım yüreğimde
Bir de ürettiğin kıvrak yıldızları,
Kanlı gözyaşlarını yitirmemiş
Yağan yağmur belki de sensin.
Yüreğimin gökyüzü penceresinde
Mutluluk kokar
Işıttığın her çiçekle.
Tan ağarmadan az önce
Gülüşün dolaştı uykulu yanaklarımda
Ardından uçarak geçti buluttan
Bir çift öküz ve sarsılmaz bir kağnı
Ağustos böceği yüklü.
Kristal yüreğinde bir zaman makinesi
Gamzenin ardında koca çınar,
Bekler durursun son treni
‘’Ya gelirse!’’ der saçlarının buklesi
Yine gelmem
Sen yoksan olduğun hiçbir yerde.
Küçük bir masa
Eteğinde gıcırdayan öksüz bir tabure
Üşüyen omuzlarımda sımsıcak elin
Karşıdaki çitte sarsak bir serçe yavrusu.
Bir esrik gülüş karşı bulutta
Kara toprak değirmen yolcusu
Öğütülen kaptan,
Savrulan gemi;
Bebek bekler fesleğen.
Kristal yüreğinde zaman makinesi
Gamzenin ardında koca çınar
Ölümsüzlük akar oluksuz çeşmeden
Yer, yutar kirli dumanları
Atına binmiş yavru çınar.
MUSTAFA SÖYLEMEZ