Sakin Bir Uçurtmaydım | Gürses Çolakoglu
Kanamış, gönül suskun bir yara
çepeçevre çevirmiş duvarını
ıssız bir açıklık var daha yukarlarda
lâkin, çağın buzulu kaplamış her yanı
kapısı açık bir vadiden süslenip inmek de var
ellerin hüzün tebeşirleri
ne çok çareler umduk sabaha ilişkin
yanık otlar arasından
talihin yan çizmediği günler var mı ki
biz aslında usanmıştık, cebimizde kar taneleri taşıyorduk
ne olur ne olmaz diyerek hep kerpiç duvarlı evlere yürüyorduk
elim açıklığında gürbüz bir tayın yelesini okşuyordu
ah hayat, damla damla düşüyorsun elime
doğarken sesini ezberledim senin unutmam
kaç izdüşüm, yokluyorum sabahı
dikenli tel sesiyim patlayan tomurcuklar arasında
daha erken gelemezdim
kuş sesleri diziyordum tellere, bir kelebeğin ayağını sarıyordum
sen ıssız duvarlar boyunca yürü ve belki…
Gürses Çolakoglu