Sadakası Bu Aşkın | Gülüm Çamlısoy

Yorgun bir ölümün vurgun yemişken de hüzün yüklü heybesi…
Kıyıya vuran bedeni idi
Hayal kırıklıklarından ördüğüm
Bir düş sepeti
İçine girdiğim bir daha da çıkamadığım
Sessizliğin merhalesi
Ve kalem ne zamanki küsse bana
Dev/asa bir Es verdiğim
Kayıp zamanlara eşlik eden
Göğün kubbesinde saklı bir hutbe
İlikleri sökülmüş iken yeryüzü denen iklimin
Varsın b/ağlansın basireti sözcüklerin
Koyu ve siyah gözlerinde gecenin
Seni yaşarken sensizlikle
O kayıp minvalde
Yoksa aşk mıydı ayıp addedilen?
Hani çok uzaktan ve sessizce
D/okunmakla iştigal
Yüreğindeki yaraya mahal
Veren sözcüklerin s/üzgün yüzünden damlayan
Algı eşiği ise kırılmışken
Şairin hüznüne damga vuran kalemin
Hicvine tanık yerküre
Bir o kadar
Şairin dikemediği sökükleri
Hangi kaide yıkılmış olsa bile
Kaile alınmadığı kadar bu emsalsiz sevgi…
Kürediğim çürük düşlerim
Ne çıkardı hem söyle?
Varsın olsun kalbine tüneyim yaşlı yaslı şehrin
Islıkladığı kadar gönlümü
Iskalasam ne ki mutluluğu
Varsın olsun ıskartaya çıkmış hayallerin
Hem müptelası hem müdavimi
Sıramı savmakla iştigal
Meddücezrin eşlik ettiği
Büyük dalgalar aşılası
Küçücük zerremle d/okunmanın hası
Kalemin ve kâinatın yaz emriyle
Dikilesi bir mezar taşı
Adeta…
Şiirin ve de şairin kükrediği
Şu ıssız yolda
İnfilak etti edecek yaralı yüreğin
Hali hazırda kabardığı
Aşkın ümmetine o çağrı
Aşkın ç/ağladığı kadar yardığı bir yamacı
Şiir bellemekse hayatı
Şirin bir telaffuz
Sevimli bir gülüm/seme
Azat edilesi bir kuş gibi de
Saklı iken kafesimde
Kaynayan iç sesim…
Bazen alabildiğine tutarsız
Ve pervasızca sevdiğim
Yalnızlığın sönmeyen meşalesinde saklı
Endamlı bir hayal kendimi
Alamadığım kadar kendimden
Kanayan kimliğime eşlik eden
Yamalı bir güfte adeta
Müteşekkir olduğum kadar Rabbime
Bir münzevi kimliktir ki
Düşmeyen yakamdan
Düş özürlü cihanın da derdinde
Olmadığım kadar
Nasırlı düşlerde değil
Nesir dolu bir yalnızlığınsa Şimal Yıldızı
Mehtaba âşık olduğum kadar
Kendime uzak ve yabancı
B/atılında düşlerim zemheride açan çiçeğe duacı
Bir mısra
Ve o kıraç toprak
En çok da sadakası bu aşkın
Uzamında sere serpe
Her fasılda çalacakmışçasına
Aşkın kulak tırmalayan
Acısı ve fısıltısı
Dem vurduğu ektiği kadar kalbime…