S I L A | Ömür Balcı
Hangi
kente giderseniz
ruh suz dur ter mi na li
“ayna ayna gri ayna söyle
nerededir kârun’un hazinesi”
sevdalara
geçit verilmez
ç o k amaçlı ritüellerden
ömürlerce onarılamayan
duvar dipleri ve yarınlara
dâima geç kalan saatleri
așk hep göçebe yașarken
gönül sarayı mimarı kimdir
vuslatsız
trenler geçer
camlarda kederli yüzleri
acı bir çığlıkla selamlar
iğde kokulu bah çe le ri
göklerdeki
âsi mavi bile
küskün artık yüzümüze
sessizce ağlayıșlarımız
odalara iniltiden perdedir
sürgünüzdür derinimizde
çağ daș maskeler takarız
yabanıl lâl melâl özümüze
kendimizi
yont ma larımız
inceltir mi acep eğitir mi bizi
yoksa bildiklerimizin vebali
biletir de körelmișliğimizi
yeraltı göllerine mi çevirir
en kuytu en acıyan yerimizi
köhnemiș
acıların çok gizli
tanıklarıydık da biz üstelik
kaç jilet kesiği var içimizde
fakat güldürmeliyiz elbette
fotoğraflarımızdaki gölgemizi
hiç olmazsa uçurtma seyyahı
kanatlı, bisikletli düșlerimizde
bildiğim,
kaçağıyım hayatın
unuttum adımı uzun zamandır
kimseler sıcacık seslenmeyeli
biliyorum hatalarımız dâima
derin anlam arayıșımızdandır
hiçbir
nâmerde kul olmayan
benliğimiz,ihtișamlı sözcükler
kapısında tamlama dilenirken
kaçıncı kez riya sunaklarında
kendi içime öldüm hücceten
tereddütsüz
iyilikler sunarken
yıllar yılı dilsizdim kördüm
gördüm ki kimse kimseye
yar, acılarına lokman değildir
birbirine
değerse yaralarımız
bu kimseyi așk kardeși yapmaz
bir ömür geçer de zindanlarda
erișemezsin dingin kıyılara
eyyyy
bilge ruhlar söyleyiniz!
en ulașılmaz gurbetimiz biz
ve müsebbibi ana rahmimiz
hangi günâhlardır lânetimiz
söyleyin, öz diyar , neresidir
hangi ahlardan sılaya gidilir
Zamansız 2020