Pancarlı | Şükran Uçkaç Yargı
Birkaç gündür Sungurlu ‘dayız eşimle. Evet memleketim Sungurlu’da.
Ankara Samsun yolu üzerinde mukim, ortasından şırıl şırıl arı duru Budaközü çayının aktığı güzel ilçem Sungurlu’da. O Budaközü ki aktığı kıvrımları boyunca yatağının iki yakasında ağaçlarının dallarında türlü kuşun ötüştüğü verimli bağ ve bahçeleri sulayarak dupduru akardı zamanında içinde balıklar yüzen, içinde çocuklar çimen, çamaşırlar, kilimler, yataklık, yorganlık yünler yıkanan. Bu kadarla da kalmazdı Budaközünün işleri, aktığı yatağı boyunca uzanan bağı bahçeyi sularken, şeker gibi zerdaliler, bal gibi kavunlar, kehribar gibi üzümlere de sunardı bizlere Budaközü. O üzümler ki çubuğu Türkiye’nin her bağına çelikler göndermiş. Abartmıyorum geçen yıl gittiğim Viyana’dan aldığım Dünyada Şarap ve Şarap Üretimi üzerine yazılmış beton gibi ağır kocaman ikinci el kitapda bile bahsediliyor bu üzüm çeliklerinden.
Gelelim günümüze şimdiye dek yazdıklarım düş değildi, gercekti ama şimdi düş oldu. Önce yukarlarda Boğazkale tarafında bir baraj yapıldı suyu kesildi Budaközünün, bağlar bahçeler söküldü, yerine yüksek yüksek binalar yapıldı, o binbir cesit lezzetli meyveler, üzümler yetişmez oldu ve kuşlar da cıvıldaşmıyor, kargalar bastı şehir parkını. Şehir merkezinde hiç tarım yapılmıyor heba oldu o güzel bağ toprakları bilirsiniz üzüm her toprakta yetişmez özeldir üzüm toprağı. Az da olsa köylerde yetişiyor şimdi bu güzel meyve sebzeler. Neyse gelelim ıspanağa, nereden çıktı ıspanak demeyin. Başta pancarlı dedik ya. Evet Çorum’da pancarlı derler ıspanaklı pideye. Hemen her pazar herkes evde hazırladığı ıspanaklı içini kapar fırınlara koşar. Pazar sabahlarının değişmez alışkanlığıdır, her evin kahvaltı sofrasını süsler pancarlı. Bizde Sungurlu’da da yapılır içler, fırınlara da koşulur tepsiler elde ama bizde pancarlı demezler, ıspanaklı pide derler. Kapalı yapılır bu pide yumuşacık da olur ustamız maharetliyse, işin erbabıysa. Biz de memleketteyiz ya, malum salgından dolayı eşe dosta da gidilemiyor, hadi bari ıspanaklı pide yaptıralım dedik. Eşim gitti Perşembe pazarında aldı ıspanakları. Temizledim, suda beklete beklete birkaç sefer yıkadım. Süzüler iyice süzgeçlerde sonra incecik doğradım. Bol kuru soğan doğradım, kavurdum, kıymasını kattım bolca o da kavruldu, baharatlarını kattım o da bolca, ocağı kapattım bu soğanlı kıymalı karışımı sıcak sıcak doğranmış ıspanakların üstüne döktüm iyice karıştırdım. Fırına gitti ve mübarek bir pide oldu geldi ağzınıza layık, canınız çekmesin üzülürüm. Yarın biraz daha yaptırıp Ankara’ya götüreceğiz buyrun gelin konuğumuz olun hep beraber yiyelim.
Ankara’da veya başka yerde yapılmaz mı bu pide? Tabiiki yapılır yapılıyor da ama inanın bizim alıp dediklerimiz ıspanak filan değil yosun yiyormuşuz meğer, bu ıspanakları görünce anladım. Ya küf küf kokuyor ya bir gün dursa çürüyor tadı yok tuzu yok bizim Ankara’da aldığımız ıspanakların. Burda asıl anlatmak istediğim bereketli toprakların tarıma kapatılması, betonlaştırılması ve sonuçları, sebze ve meyvenin özellikle büyük şehirlerde daha hileli yetiştirildiği, bir de iyi fırın ustalarının, maharetli işi bilen fırıncıların ve pide ustalarının artık bizimle olmadıkları gerçeği.
Hani malum tekerleme var ya
Budaközü nerde
Baraj içti
Ispanak nerde
Toptancı biçti
Pide ustaları nerde
Yerlerine çıraklar yetiştirmeden iki kollu atlara binip Rahmeti Rahmana gitti
Bu hikaye de burda bitti
Pancarlılar mı
Yanıp bitip kül olmadı
Yarın inşallah Ankara yolcusu onlar.
Selametle efendim.
Şükran Uçkaç Yargı
11 Nisan 2021 Ankara
***