Dolar 35,5945
Euro 36,9571
Altın 3.122,88
BİST 10.029,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 13 °C
Çok Bulutlu

Ortaçağın En Karanlık Döneminde Çağ Kapatan Filozof | Giordano Bruno

03.01.2025
23
A+
A-
Ortaçağın En Karanlık Döneminde Çağ Kapatan Filozof | Giordano Bruno

GİORDANO BRUNO, 1100 YIL ÖNCE İNSANLIĞI  ŞU SÖZLERİYLE İKAZ EDİYOR:

“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı…”

Yaklaşık 500 yıl süren karanlık çağ, M. S. 476 yılında başlamış, 1000 yılına kadar devam etmiştir. Bazı tarihçiler ise toplam 1100 yıl sürdüğünü iddia ediyori

Roma Devleti, MÖ 5. yüzyılda şehir devleti olmaktan sıyrılıp, bir cumhuriyet statüsüne girmişti. Bu dönem, nispeten daha doğudaki Yunanistan’ın en gelişmiş dönemiydi. Romalılar, Yunanlılarla uzun zaman deniz ve kara bağlantıları sayesinde varlığını sürdürüyordu ve Yunan etkileri, Roma geleceğine en önemli mirastı. Romalılar da Makedonlar gibi Yunanlardan kültürel açıdan etkilenmişlerdi.

İnsanlık tarihinin en karanlık dönemi Ortaçağ, 324’te Kilisenin beş kişiyi kara büyü yapmakla suçlayarak, canlı canlı yakmasıyla başlar ve 1216 yıl sonra, Kilisenin Rönesans’ın gerçek filozofu, bilim adamı Giordano Bruno’yu yine canlı canlı yakmasıyla son bulur.

Bruno, doğa, evren ve tanrı konularıyla ilgilenerek Kilisenin asla affetmeyeceği suçlar işliyordu.
Ama baskılar sonunda Roma’ya kaçmak zorunda kaldı. İşlemediği bir cinayetle suçlanınca, buradan da Cenevre’ye gitti.
Bir süre sonra, bazı safsatalara karşı bir bildiri yayınladı, Kilise tarafından tutuklandı, aforoz edildi ve ağır işkenceler gördü.

Çok ağır koşullar altında önce İsviçre’ye sonra da Fransa’ya sığındı 1583’te, Oxford Üniversitesinde, Kopernik’in Yeni Evren kuramı konusunda bir dizi konferans verdi.

1585’te Paris’e döndü. Ne var ki, Paris’te Kiliseler arası barış kavgaya dönüşmüştü.
Bruno bu yeni havaya hiç aldırmadan, Katolik Kilisesi’nin bağnaz tutumunu acımasızca eleştirdi.
Paris Katolik Kilisesi’nin egemenliğindeydi; artık Paris’te kalamazdı; Almanya’ya kaçtı.

Burada, “Yüz Altmış Makale” adlı eserini yayınlayarak, bütün dinlerin barış içinde bir arada yaşamaları gerektiğini vurguluyor ve hoşgörüyü savunup bağnazlığı yeriyordu.
Bu sefer de, Protestan Kilisesi tarafından, “kabul edilmiş doktrinlere aykırı düşünceler” taşıdığı gerekçesiyle aforoz edildi.

Engizisyon Bruno’yu Felsefeci değil, ca­sus olduğu iddiasıyla yakalayıp zindana attı.
Yedi yıl işkence ettiler.
Bruno’dan, herkesin gözleri önünde, bilimi lanetlemesini istiyorlardı.
Ama Bruno’ya bunu yaptırabilecek işkence yoktu.

Defalarca kendi kendisine şu sözleri tekrarlıyordu:
”Dayan. Mert ol.
Cahillerin yargısı seni tehdit etse bile, fikrinden dönme.
Işığı karanlıktan ayıracak bir yüksek akıl mahkemesi vardır.
Kahramanlar bedenin değil ruhun ölümünden korkarlar.”
Bruno, yedi yıl süren baskı ve işkencelere rağmen, geri adım atmıyor, özür dilemiyor, “Geri alınacak hiçbir sözüm yok,” diyordu.

Papa VIII. Clemens sıkıldı ve, “Artık bitirin bu işi,” dedi.
Emir yerine getirildi ve Bruno yakılarak ölüme mahkum edildi.
Yüzlerce Romalı, ünlü bir dinsizin yakılmasını seyretmeye koşuyordu.
Papa, 50 Kardinal ve bütün ülkelerden özel olarak bu büyük kilise şölenine (!) gelen konuklar meydanı doldurmuştu..

Romalılar, başına taç yapıp övünmeleri gereken bu büyük insanla alay ediyor, ona küfrediyorlardı.
Kalabalıkta biri, “Bruno sevinsene!
Pek yakında, var olduğunu söylediğin dünyalara göç edeceksin,”diye bağırıyordu.

Bruno, bir odun yığınına çıktı. Korkusuzca seyircilerinin gözlerinin içine bakıyordu.
Odunlar tutuşturuldu…
Papazlar heyecanla Bruno’nun hiç olmazsa bu son dakikalarda fikirlerinden döneceğini ve büyük bir zafer kazanarak mutlu olacaklarını sanıyorlardı.

Hüküm, yüzüne karşı okunduğunda, Bruno, ”Ölmemi buyuran sizler, şu anda benden daha fazla korkuyorsunuz,” diye haykırınca, susturabilmek için ağzına bir askerin mendilini tıkadılar.
Öpmesi için uzatılan haça tükürdü.
Dilini kerpetenle kopardılar ve diri diri yaktılar.
Ağzından ne bir söz, ne bir inilti çıktı.
Bilincini de kaybetmemişti.

Tam 400 yıl sonra, haklı bulunarak heykeli dikildi. Nereye mi?
Yakıldığı, Roma’nın meşhur “CampodeiFiori” meydanına. CampodeiFiori, “Çiçek Tarlası” demek, İtalyan gençler her gün o heykeli canlı çiçeklerle, çiçek tarlasına dönüştürüyor, hiç çiçeksiz bırakmıyor

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. https://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   https://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Okey Oyna ankara chat istanbul chat