Ölüyor Şehirler | Aynur Başkaya Karasu
Bu karanlık..
hakettiğinden fazlasını almak isteyen minnettâr bir dilenci gibi
hayatı oynayan iki âşık gibi
kökünden kesilmiş bir el gibi açılıyor nicedir
ölüyor..
burnumun dibindeki şehirler..
ama ben
görmüyorum boynumdan aşağısını
seviyorum sabahı karşısına alan bir kadın olmayı
taşlarını mercimekten “aceleyle” ayırmayı
hattâ bazen, kağıt mendilleri açarak yeniden katlamayı
akmayan su yok..
bir gün bir yabancı
masaya oturmadan önce kötü yüzer demişti kırmızı şarap dolu kadehler
iç çekebilir, esneyebilir, umutsuzluğa kapılabilir
gizemli bir denizci gibi
hattâ yazabilir bir mektubun sonuna
“lütfen inan”
biraz uzun sürebilir gelmem..
az önce unutmuş
çilingir tutkunu bir ev, bir kanepe, bir türkü konuşmayacakmış artık ikimizi
denize attığımız mavi bir köpük olmayacakmış hayâllerimizin beşiği
bu bir gölgenin siyâhı olmalı diyor, cesur bir pisikyatr
tuz ve ateş yer değiştiriyor kalbimin döküldüğü tüm denizlerde
bedenimden ayrılan gözlerimle gördüm
şaşırmayın, inanın!
yaralı kenarlarını ayırt etmeden çaldıklarını iyi saklıyor zaman
siyah bir saklama kabında..
canım, ya!
sonrasını düşünmek yerine şu âna kadar neler yaptığını düşün
bükmek için uygun demir arayan bir demirciden
daha fazla değilsin, ne de az!
bu gerektiğinden daha uzun bir bakış..
her şey var
ama hiçbir şey yok, anla!
zeryâ ca..
Aynur Başkaya Karasu
130220 04 03 ŞARKÖY