Nihayetsiz Akış | Hatice Altunay
“Okumayı bıraktığın gün sonbahardır.
Ertesi gün cehaletin kışı başlar.”
Son günlerde düzenli bir okuyucu olamadığım için hayıflanıyorum. Hiç okumuyor değilim elbet. Öğretmenlik mesleğimin ara boşluklarında üç tane kültür sanat dergilerim var aylık onları çok iyi okuyorum hatta bazı sanat metinlerini döne döne okuyorum.
Eğitim, felsefe, sanat ağırlıklı dergilerin arasında şiir kitapları kısa öykü kitapları muhteşem okunuyor benim derdim şöyle okkalı romanları devire devire okumak işte orada beni bekleyen yemyeşil vadiler görüyorum. Beni benden alan, okumalar içine gömülüp dünyayı unuttuğum okumalar… Ne yazık ki öncüller benden önce sırayı kapmış… Okul, öğretmenliğin getirdiği idealist boyut, sonrası gündelik işler, evle ve evlilikle bütünleşen… Arada hortlayıp kendini anımsatan hastalıklar… Sağlıklı olmak adına unuttuğun ezberlerine geri dönmek vs vs… Kısacası kadın olmanın dayanılmaz yükü… Gündelik ağırlığın yetmezmiş gibi bir de okuyup yazma hevesin… Vay be! Dedirten içindeki kıvılcım… Malum kadın yazar olmaktaki süreç, içine düştüğün çıkmazların, gittikçe erkek egemen topluma başkaldırışın… Nihavent makamında mutluluk arayışın… Uzar gider dipsiz kuyu gibi…
Nihayetsiz akış içinde geçip gitsin hayatımız kim istemez ki… Her şey yoluna girdi derken ayağına takılan bir taşla yerle bir oluverirsin. İşte o noktada sağlığını kaybeden birisin ve sağlığın değeri pırlanta olur. Alışkanlıkların değişir. Sevmediğin hatta tadını bilmediğin nice sebzeler şifadır sana. Kitap da öyledir biraz. Yalnızca roman okuyan birinin çarpıcı bir deneme türü okuması gibi… Nerede o günler diyeceğim ya!
Ne hazindir ki yazın öğretmeni olup da “Ben şiir sevmem.” “Ben deneme türü sevmem.”demek gafleti… Beni derinden yaralayan böylesi sığ bakıştır. Elbette bütün türleri bağrına bas kucakla demiyorum, fakat zihnini besleyecek kaynakları zenginleştir, her gün aynı yemeği yemiyorsun kardeşim, mideni doldururken düşünüyorsun da belleğini doyururken neden tek tip peşindesin. Yalnızca macera romanı okumak nedir? Yalnızca korku romanı okumak nedir? İçinde kan revan görmediğin romanları okumamak nedir? Roman dışında bir tür tanımamak da nedir? Anlamış değilim. Okumanın tazeliğindeki çocuklarımızın korku romanı arayışları nedir? Makaraya sarıyorum “Biz korkutmuyoruz hayatı sevdiriyoruz yavrum.”diyorum fuar anılarımda.
Nihayetsiz bir akış içinde geçip gitsin hayatımız. Şiirden, öyküden, denemeden, romandan… bütün türlerin içinden seslenelim… İçimizdeki çocuk ,kalan heyecanlar peşimizden yürüsün…
Bir yere varmak
Bir
yerde durmak
Sonu bir
yer olan eylemler
Hepimizi
eğler…
Kirmanda
eğrilen ipler gibi
Dolanırız
bir çarka.
Adı öykü
Adı roman
Adı şiir
Kısaca. .
Başucumda yanıp sönen sözcükler hepinize kocaman bir merhaba!.