Dolar 34,4924
Euro 36,4926
Altın 2.947,93
BİST 9.031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Muzaffer İzgü’nün Edebi Kişiliği

11.12.2019
13.856
A+
A-
Muzaffer İzgü’nün Edebi Kişiliği

Muzaffer İzgü için herkesin mutlaka söyleyeceği anılası hoş sözleri vardır.

Ben yazarımızın yapıtıyla çok kitap okuduğumdan dolayı okulumuzun kütüphanesinde ilkokul sıralarında tanıştım. O zamanlar okullarımızın ciddi anlamda içeri dolu büyük bir oda olarak ayrılan kütüphaneleri olurdu. Şimdi okulların kütüphaneleri neredeyse kuş gibi kaldı ya da sevimsiz köşe, bodrum katı vs yerler oldu. Nedeni malum sınıflar yetmiyor. Herneyse…

Muzaffer İzgü’den okuduğum bir mizah öykü kitabı beni çok etkiledi. Öncelikle onun kitapları ve yanı sıra Aziz Nesin’in kitaplarını arar oldum. Öğrencilik yıllarımdan edindiğim deneyimle nerede haylaz, kitaba dokunmayan öğrenci görsem bu iki yazarımızın bir kitabını armağan ettim.

Onun yüzünü, sesini tanımadan önce yazdıklarının hayranı olan ben Yazın öğretmeni olmuştum. İlk görev yerim Zara Lisesine taşıdım onun yapıtlarını, orada çok sevildi. Görev yaptığım okulun ne yazık ki kütüphanesi yoktu. Okulun öncelikleri çok olduğundan kütüphaneye ancak benim tayinimin çıktığı yıllarda kavuşuldu. Ben öğrencilerimin “ayaklı “kütüphanesiydim. Bilgi anlamında demiyorum. Memleketim Egeden iki büyük valizle dönerdim okuluma. Birinde yalnızca kitaplar olurdu. Tüm sınıflarım yarıyıl tatiline kadar bir bavul kitabı değiştirerek okurlar kitaplardan sorumlu öğrencim bana teslim ederdi. Özellikle Muzaffer İzgü’nün kitaplarını ihmal etmezdim. Döne dolaşa okuduğum ki defalarca okuduğum “Zıkkımım Kökü” ilaç gibi gelirdi öğrencilerime. Bana dokunan, öğrencilerime yeni ufuklar açan yazarımızla yüz yüze gelişim yıllarımı aldı.

Eş durumu tayini ile Marmaris’e gelmiştim. Burada da ilkin “Zıkkımın Kökü”ile başladım. Bir Sivas Zara’da yarattığım etki olmadı. “Devletin Malı Deniz Yemeyen Domuz” daha çok beğenildi. Egenin gençleri kitaba çok yabancı değildi. Sonra bu bölgenin çocuklarının yönlendirmeyi sevmediklerini fark ettim. Yalnızca Aziz Nesin ve Muzaffer İzgü’nün beğendiği kitabı okusun diyerek gençleri seçenekli bıraktım daha etkili sonuçlar aldım. Mesleğimin on yılını çoktan devirmiştim, fakat Muzaffer İzgü ile bir türlü tanışma olanağım olmamıştı. Mutlaka yüz yüze tanışacağım diyor asla umudumu yitirmiyordum.

Marmaris’e geldiğim zaman ilçe kütüphanesine düzgün bir yer bulunamamıştı. Merkezden uzak birçok amirliğin bir arada toplandığı eski bir binanın küçük bir odasıydı kütüphane, sağlık ocağı, ilçe milli eğitim arasında sıkışıp kalmış bir yer. Kütüphanesinin olması güzeldi. Binadan tüm birimler taşındı. İlçe Kütüphanesi de Marmaris Belediyesinin yan tarafına taşındı. Kütüphane öncekinden kat kat güzel oldu. Kütüphane sorumlusu Şenay Hanım canla başla çalıştı. Muzaffer İzgü imza gününe davet edildi kütüphaneler haftasında ben de Atatürk ilköğretim okulu öğrencilerinin içinde olan kızımla imza kuyruğundaydım. İçtenliğini, insan sevgisi dolu yüreğini orada tanıdım. Kızımın yanaklarından öptü. Kitabıyla ilgili açıklamalar yaptı, adına imzaladı, yan yana fotoğraf makinesi olan arkadaşım fotoğrafını çekti. Kızım “Ben Muzaffer amcayı çok sevdim” diye diye kitabını okumakla kalmayıp bana anlattı, babasına anlattı. Muzaffer İzgü’nün dokunuşuyla kızım mizahı sevdi. Kütüphane müdürümüz Şenay Hanım o kadar gayretliydi ki o zamanlar yazar takımından korkulmazdı da… Muzaffer İzgü birkaç kez geldi Marmaris’e Her sefer de “Kenan Evren burada mı?” sorusunu sordu. Yüzkarası, utanılası sözcükleri boğazımızdan yutarak. Onunla Marmaris’te geçen son anımız da İçmeler Sanat Sokağı açılışında epey yazar davet edilmişti. Marmaris halkı hayran olduğu yazarların kitaplarını alıyor, imzalatıyordu. İlk kez Marmaris’te sanat adına sokakta bir etkinlik yapılıyordu. Etkinliği kotaran Umur Özlüer ve değerli eşi Selma Sonat ve sanat ekibiydi. İlk kez insanlar böylesi bir etkinliğe inanılmaz ilgi gösteriyordu. Kırk yıl düşünsem aklımın ucundan geçmeyecek bir ana tanıklık ediyordum Muzaffer İzgü okur kuyruğunda. Ben de başarılı öğrencilerim adına kitap alacaktım. Kızımın okulunda imza günü yapılmış o almıştı kitaplarını.

Bekleme sırasında korumalar araya girdi iki adım önümüzde Kenan Evren. Muzaffer İzgü ‘nün karşısına dikildi.”Kitabınızı imzalar mısınız ?”cümlesinin öncesini duyamadım. Beynimin içinde bir şeyler döndü durdu. Ne yüzle ne astarla desem… Dondum, şaşkın şaşkın bakıyorum. Masasındaki kitaplarından kafasını kaldırdı renkli ışıltılı gözlerini iri iri açtı.

“Paşam ben size ne diyeyim.”

“Ne deyip imzalayayım kitabımı.”dedi öfke tonu olmayan tok bir sesle…

Yeniden gözlerini indirdi kitaplarına. İleti alınmıştı. Korumlar eşliğinde aramızdan çekilip gittiler.

Anın tanıklığında yasaklı ceza kestiği yüz aydından biri de Muzaffer İzgü idi. Ben biliyordum. Bilen biliyordu. Kuyruk uzundu kimseye yüzünü kırıştırmadı, gülen yüzüyle imza sürdü gitti.

Yıllar yılları kızılca kıyamet kovaladı. Muzaffer İzgü’nün bir daha Marmaris’e gelişi olmadı. Ben yazarlık sevdam içinde ilk şiir kitabımı, öykü kitaplarımı imzaladım ona. İzmir Fuarına gidişimde izini yokladım. Kucaklaştık. “Evren gitti mi?” sorusunu hiç ihmal etmedi. Akıbeti gerçekleşince de hiç sormadı.

Son yıllarda gidebildiğim her fuarda buldum onu. İki lafın belini kırdık. Fotoğraf karelerine gülümsedik. Eşini çok seven bir yazardı onun rahatsızlıklarından dem vururdu. Bir de duyduk ki eşi vefat etmiş. Yüreğim sıkıştı sanki yine de aradım onu başsağlığı için. En büyük aşkını kaybetmişti zor konuşuyordu, içim ezildi, aramasam olmazdı. O benim inci tanem bir yazar. Onun sayesinde başta kızım ve nice gençler yönlerini buldu.

Onunla en son İzmir kitap fuarında kucaklaştık. “İyi değilim çok kötüyüm. Eşimi özledim onun yanına gitmek istiyorum. Onu çok özledim dedi elleri titriyordu benim de gözlerime yaşlar doldu. Ellerimi sıkıca tuttu uzunca durdu. Yeniden vedalaştık.

“Sağlığınız düzelir, yine görüşürüz .” dedim inanmak isteyerek.

“Bu yıl gideceğim yanına, hissediyorum .” dedi.

Sözün bittiği yerdeydi. Onu son görüşüm böyleydi. Hasta olduğu ile ilgili haberler alıyorduk ki henüz ruhunu teslim etmeden “ölümü seçti” haberi ile kahrolduk. Nasıl bir mantık ki sonsuza ruhunu teslim etmeden öldü haberi yapabiliyorsun. İnsanoğlu ölümü nasıl seçiyor ki intihar mı etti de seçti.Hangi kafanın ağırlığını taşıyor zavallı yaratıklar!…

Yazarımızın geride kalan yakınları, sevdikleri, dostları, arkadaşları üzülmesinler

Bir kişi ölür yüreklerde yaşar/Bir kişi ölür adı toz olur. Ardından bu kadar genç, çocuk, yetişkin, yazar, çizer dokunuyorsa ruhuna bilin ki o aramızda yaşıyor.

Ruhu bizleri duysun. Toprağına huzur dolsun.

Hatice Altunay
Hatice Altunay Biyogragi 1962 yılında Muğla’da doğdu. Uludağ Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Evli ve bir çocuk annesidir. Mesleğinin 31 yılını Marmaris’te sürdürmektedir. Meslek yaşamı boyunca Kültür ve sanatla iç içe olmuş, öğrencilerinin sanat çalışmalarını yerel basında ve dergilerde yayınlanmasını sağlamıştır;birlikte sosyal sorumluluk proje çalışmaları yürütmüştür.Gülümseyen Turkuaz, Gün Aşığı/Buğulu Şiirler imece kitaplarıdır. Yurtiçinde yapılan öğretmenler arası şiir ve öykü yarışmalarında birincilik, ikincilik ödülleri vardır. Güncel Sanat Dergisinin düzenlediği Kaygusuz Abdal şiir yarışmasında üçüncülük, 2015 yılında yapılan Hacı Bektaş Veli Şiir yarışmasında üçüncülük, Kusader’in düzenlediği 100 Yıl Çanakkale Öykü yarışmasında mansiyon ödülü almıştır.2016 Çukurova Edebiyatçılar Derneğinin düzenlediği “Anne “ temalı yarışmada üçüncülük ödülü, Osmaniye’de Yaşar Kemal öykü yarışması ikinciliği, Hatay Dörtyol kültür sanat etkinliği şiir yarışmasında birincilik ödülleri almıştır. Yazarın Geç Kalan Sezgi adlı şiir kitabı, Fısıldayan Kadın, Ellerin Sevgi Dokuması İçimde Bir Serçe , Dersimiz Sevgi, İnsanlığın Ortasında Kayıp Kadınlar, adlı kitapları vardır. Çocuk yazını üzerine Güneşin Kelebekleri, Atatürk Çiçeği, Meral Kutlug İlsever ile altı yaş ve üzeri için Gülcan’ın Renkli Dünyası adlı kitapları, Güz Fısıltıları adlı minik şiir kitabı bulunmaktadır. Yazar şiir, öykü, deneme, gezi seçkilerinde yer almaktadır. Dergileri Edebiyatın mutfağı gören yazar Yaşam Sanat, Tmolos Edebiyat, Berfin Bahar, Güncel Sanat, Kasaba Esintisi, Nif Edebiyat vb dergilerde ve yerel basında yazılarını sürdürmektedir. Kitap yayınlamak isteyen öğrencilerine önder olmakta, onlarla birlikte Genç Kalemler projesinde yer almaktadır. Yayınlanmaya hazır şiir, deneme, öykü ve roman dosyaları bulunmaktadır.
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 3 YORUM
  1. Fevziye Şimdi dedi ki:

    Çok güzel, çok duygusal bir yazı olmuş Hatice Hanım’cığım. Biz öğretmenler inşallah böyle güzel yazarları yaşatmaya devam edeceğiz. Yüreğine, kalemine sağlık.

  2. Hatice Altunay dedi ki:

    Muzaffer İzgü ile kısa da olsa güzel anlar içinde oldum.Okuma alışkanlığı konusunda çocuklarımızın, gençlerimizin yüreklerine dokunmuştur. Mekanı ışık olsun.

    1. Yazar dedi ki:

      Evet, kalemin sihirli gücüyle yüreklere dokundu. Mekanı cennet olsun..