Mutluluk Sandalyesi | Hikmet Öztürk
Babamın ilk tekerlekli sandalyemi Almanya’dan getirttiğinde on bir yaşındaydım. Okula ve gezmeye babamın, annemin, büyük kardeşlerimin kucağında giderken bir tekerlekli sandalyenin üstüne oturmam ve gezme özgürlüğüne sahip olmam ruhumda devrim yaratmıştı.
Benim dünyam evimizin bahçesi, okul yolu ve zaman zaman gittiğimiz sinemaydı.
Tekerlekli sandalyeye kavuşunca bulunduğumuz küçük ilçenin ne kadar büyük olduğunu anladım. Sevincime diyecek yoktu. Mutluluğum anneme, babama, kardeşlerime bulaşmıştı. Annem arada sırada “- hadi bakkaldan iki ekmek al oğlum” diyordu. Yürüyemiyordum ama bakkala gidiyordum işte. Ekmek almaya giderken mızıldanan ağabeyim de mutluydu. Sonra bu mutluluk komşulara da sıçradı. Yaptıkları sıcak tandır ekmeğini bana verip, “- evinize götür bunu” demeye başladılar. Sonra o küçük sokağı sardı mutluluğum.
Tütüncü Resul amcanın karısı Sakine teyze taa.. karşı taraftan bağırıp, “- gel oğlum Ural’la biraz ders çalışın” demeye başladı. ( Ural daha sonra milletvekili oldu).
Bilmem ama belki o küçük ilçede hepten mutlu oldu; “ çocuk kendi başına geziniyor be yau!” diyerek…
…
(BAŞKALARINA BULAŞAN MUTLULUĞUNUZ ÇOK OLSUN)
1959 Uşak- Eşme ilçesi anıları.