Madımak | Leylâ Aslan
Ben duygularımı içince şiir oldum ve şiir yazdım. Duyguların akla başkaldırdığı..
Ergenlik dönemlerinde herkes şiir yazar; yazdığının şiir olup olmadığına aldırış etmeden… Önemli olan olgunluk çağında, duygularını sulayıp şiir yazabilmek…
Bizler doğanın bir parçasıyız, doğa da bizim gibidir: İlkbaharda doğar-doğurur; doğum-doğurma, acıyla gelir, güzellik onun ödülüdür: Bu nedenle doğa, ilkbaharda şiir olur, acıya ve güzelliğe dökülür. Sonbahar doğa için ölüm günleridir; ölüm de acıdır, ödülü hüzündür; bu nedenle doğa sonbaharda şiir olur ve acıya, hüzne dökülür.
Yetkin olmayı sevmem,
Acıya mutsuzluğa kapatır beni.
Tamlıktan, bütünlükten kaçarım,
Kapanmak için değil,
Parçalanmak için yanarım.
Sevincimi, acımı, hüznümü şiir yaptım ve bu iki kitabıma döktüm: Yol duyarlılığım benim yazma kaynağım oldu. İnsan, doğanın okuduğu bir şiir ya da bir müzik aletidir, derler: Ne kadar doğru bir özdeyiş. Öyleyse insandan insana özgü sesler çıkaran insan, insandır. Bunu beceremezse kesinlikle suçludur.
Yaşam, yaşanan şeyden; güzellik güzelden, gerçeklik gerçekten daha yaşlıdır:
Demek ki yaşanan şeyin öğretmeni yaşam, güzel şeyin öğretmeni güzellik, gerçek şeyin öğretmeni ise gerçekliktir. Konuşmayan yaşam, sözcüklere dönüşemez: O ne rüzgâr olabilir ne de kar, ışık, soğuk, sıcak vb. Konuşmayan güzellik biçimlere dökülemez: O ne göz olabilir ne de kaş, endam vb. Konuşmayan gerçeklik sonuçlara dönüşemez: O hiçbir şeydir artık. Bizim yükümlülüğümüz yaşama, güzelliğe ve gerçekliğe sözcü olmak ve onları konuşturmaktır. Ölçü verilmiştir: Akan dereleri yoksa dağlar, akan gönlü yoksa insanlar şiir yazamaz, yani ibadet görevini yerine getiremez. Bir Alevi-Bektaşi ibadet edebilmek için sanat yapmak-sanat tüketmek zorundadır. Bağlama, keman vb. bir müzik aletini çalmak, kutsal dans anlamında semah dönmek, nefes yazmak- nefes okumak, nesir dilini şiir tadında sunmak, ibadet için koşul durumundadır. Koşulun öğrencileri olmak dileğiyle, canları dostça selamlarım.
Aşkı muhabbetlerimle…