ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

KUTSAL İKİLİ / Bekir Dağsever

11.01.2019
1.269
A+
A-
KUTSAL İKİLİ / Bekir Dağsever

“Birden sonra gelir iki / Suçlu birdi oldu iki / Hesabını iyi yaptım / Bir artı bir olur iki…”

Adam ikiyle yatıyor ikiyle kalkıyor her şeyi iki düşünüyor iki görüyordu. Günlerini, aylarını, yıllarını ikileri saymakla geçiriyordu.

İki dünya, İki devlet, iki millet, iki analı, iki danalı, iki başlı, ayrılmaz ikili, iki bikili, iki diki, iki el, iki ayak, iki göz, iki kulak, ikilik mikilik, iki damla yaş, iki damla kan… “İki damla Kan” deyince orada zank diye duruyordu.

Bu ikiye öyle takılmıştı ki, evdeki eşyalarının hepsi ikiydi. Ev iki, televizyon iki, buzdolabı iki, çamaşır makinesi iki, araba iki hatta hanımı da iki yapmıştı. Hanımlardan birisi topaldı, ama olsundu ikiydi ya.

Sonra ikilerin faydasını zararını ölçmeye başladı. Aklına gelen ikiler hakkında gece gündüz yorumlar yapıyordu. En tehlikeli ikili adını bir türlü söyleyemediği evreni yöneten kutsal ikiliydi. Onlarla ilgili düşünceleri usuna takılınca birileri duyar anlar diye korkudan titriyor, kızarıp bozarıyordu. Bu yüzden korku ve heyecan dolu duygularını her zaman içine akıtıyordu.

Bu ikili Enki, Amon, Venüs gibi dünyaya hükmeden bir bütünün kaçta kaçıydı acaba? Yanlarından ayırmadıkları yardımcıları var mıydı. Gelmiş geçmiş tüm insanlar bu ikiliden kurtulamadılar diye düşündü. Dünyanın sonu gelse de kurtulamayacaklar. Kurtulmaya cesaret edemezler. Cesaret etseler de yenilecekler. Para onlarda, güç onlarda… Nedir insanların bu ikiliden çektiği.

Bu İkilinin fitlemesinden çıkmıştı. Aşağı mahalledeki iki damla kan yüzünden iki kişinin kavgası… Neden kavga etmişlerdi, değer miydi?

Kavgalar da iki çeşit diye düşündü. Biri çıkar, diğeri onur kavgası. İki damla kan için yapılan kavga acaba çıkar kavgası mı onur kavgası mıydı? Kavga eden ikiliden başka kimse bilmezdi.

O bunları düşlerken küçük oğlu okumayı yeni yeni sökmesinin heyecanıyla heceleyerek bir kitabı okuma çalışıyordu. Adam, oğlunun öğrenme çabasına sevinerek kulak kabarttı.

”Bir tanem gönderdiğin mektubu iki biciğimin arasında saklıyorum…”

Adam, devamını beklemeden parladı; “kes, kes!” ardından da; “Böyle abuk-sabuk şeyleri kim verdi sana” dedi. Büyük hanımı söze girdi: “Kim olacak, şu Toprakların yazar olacak gominisi” dedi.

Bunu duyan küçük hanımı Topal ileri atıldı:

“Ne çekiştirip duruyorsunuz elin adamını? Gominis mominis… Çocuklar bilgi sahibi olsunlar diye kitap veriyor ya siz ona bakın. Sizde iyi kitap alın iyi kitap okusunlar. Oku oğlum oku,” diyerek çocuğu cesaretlendirdi.

Çocuk okumasını sürdürdüyse de artık kendi duyacak kadar okuyordu. Bu konuşmaların ardından uzun bir sessizlik oldu.

Bu sessizlikte adamın aklı yine ikiye takıldı. Uyumlu ikileri, zıt ikileri birbir aklından geçirdi. İkiler ömründen neler almış neler götürmüştü….

Siyah beyaz, tohum toprak, ağaç yaprak, Kuru yaş, eğri doğru, laik anti laik, solcu-sağcı, savaş-barış, kalın-ince, kapalı-açık, acı-tatlı, sert-yumuşak, çığlık işkence, zart-zurt, uzun-kısa, iniş-yokuş her şey iki… İkiler ne bire iniyor, ne de üçe çıkıyordu.

Sonra inişle yokuşun kavgası geçti aklının bir köşesinden.

İnişle-yokuş ikisi bir araya gelmiş, çok samimi bir ikili oluşturmuşlardı. Onları esrik hayal duyuları bir araya getirmişti. Şakayla başlayan kavgaları birden ciddileşmiş, önce yokuş inişe vurmuştu. Ardından da iniş yokuşun boğazını sıkmış, onun midesini bulandırıp kusmasına yol açmıştı. Yokuş. Boğazının sıkılmasına karşılık bir hamle yapmış ağzının ortasına yumruk atmıştı. İnişin ağzından iki damla kan gelince bırakmışlardı kavgayı.

Evreni yöneten ikili isteseler, bu kavgayı durdurabilirdi. Onlar nice kavgalar çıkarmış, nice kavgalar durdurmuşlardı. Dünyada herkesin başına çorap ören onlardı.

Her savaş onların eseri değil miydi. Çıkardıkları savaşı seyrederken keyiften dört köşe mi olmadılar. Hele son yüzyılda icat ettikleri siber denilen bilgi çağına ait bir kavga daha var ki uygulamaya tam olarak koymuyorlar. Tam olarak koysalar dünyanın sonu gelecek, onlara seyirlik bir şey kalmayacak. Bu durumdan memnunlar ki idare edip gidiyorlar.

En çok bizimle uğraştılar. Tarihe dayalı intikamlarını aldılar sanki. Yüz bin kere. Bizim için tek iyilik, sevinelim diye marşa basınca korna çalan araba icat ettirdiler. İyi mi?

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.