Dolar 35,6011
Euro 36,7757
Altın 3.097,79
BİST 10.016,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 15 °C
Az Bulutlu

Günün Kitabı/ Kızıl Veda Ahıska Sürgünü | Gülsen Dede

Günün Kitabı/ Kızıl Veda Ahıska Sürgünü | Gülsen Dede

Bilge Dede,  “Üzülme balam, güzel yavrum. Bu insanlar, o soğuk suya sadece anneni, neneni atmadılar. Onlar, kendi insanlıklarını da fırlattılar oraya…

 14 Kasım 1944 günü gecenin ilerleyen saatlerinde Ahıska ‘da yaşayan Türk kökenli insanların kapıları gürültüyle çalındı.

Gelenler o dönemde devlet yönetiminin başında olan Stalin’in askerleriydi.

“Evlerinizden hiçbir şey almadan hemen çıkacaksınız”dediler.

Ellerinde tüfekleri ile en sert tavırlarla dediklerini yaptırdılar.

Normalde hayvanların taşındığı trene aile birliği gözetilmeksizin rasgele doldurulmuşlardı. Pek çok aile, çocuklar, anne baba birbirlerini kaybetmişti.

Günlerce süren yolculukda aç susuz, soğukla mücadelenin ardından ıssız bir araziye bırakıldılar.

Binlerce insan ailelerini bulmak için bağırarak aranıyordu.

Hiç beklemedikleri bir anda silahların sesiyle oldukları yerde oturup kaldılar.

Bir süre bekledikten sonra içlerinden bazıları konuşmaya başladı:

“Alın terimize uzandılar sustuk. Toprağımızı elimizden aldılar sustuk. Evimizden, yuvamızdan, geçmişimizden uzaklaştırdılar yine sustuk. Canlarımızın canını aldılar, iyice sustuk. Şimdi de sesimizi, soluğumuzu, hasretimizi susturdular. Kavuşmalar da susarsa, duygularımıza da kurşun sıkılacaksa biz niye yaşıyoruz bu cehennemde? Bizler halk olarak sustukça, bu kadar doymak bilmeyen, insanlığını yitirmiş zavallılar hepimizin canını alsın da kurtulalım artık. Nefes almak başka neye yarar ki kardeşlerim?” dedi isyan duygularını susturamayan Ferhat Dede.

Yaşlı adamın haklı isyanının, başkalarının isyanlarını da tetiklerse önüne geçilemeyecek facialara yol açabileceğini düşünen Bilge adam yanında durduğu arkadaşını sakinleştirme gayretiyle kısık sesle konuştu:

“En büyük suçlar, gerekli olanı değil de fazla olanı elde etmek için işlenir demiş Aristoteles. Söylediklerinde çok haklısın kardeşim. Bunlar daha fazla yayılmak için bizleri topraklarımızdan uzaklaştırdılar. Ahıska halkı orada kalsaydı, Ruslar’ın Karadeniz’e açılma hayali suya düşecekti. Bizler bu gizli emellerin ayak bağıydık. Öte yandan, bizi de ayırmayıp Osmanlı topraklarına katsalardı, bugün bu konuşmayı yapmayacaktık. Öksüz kalan bir çocuğun duygularını taşıyoruz hepimiz. Zamanında sesimizi duyuramamışız. Şimdi elimizde bir tek canımız kaldı. Bir anlık öfkeyle ondan da olmayalım Şimdilik susalım…Fırsat bulunca yitiklerimizi yine ararız. Hepimiz yeniden toplaşalım yeter ki, bir gün sustuklarımızı en yüksek perdeden haykıracağız.” dedi.

KİTAP TANITIM BÜLTENİ | BARAKA KİTAP

 “Hiçbiriniz, hiçbirimiz yalnız değiliz kardeşlerim. Bizler artık birbirimize emanet, birbirimizin sahibiyiz. Kan bağları değildir önemli olan. Bu soğuk trende can cana verip acılarımızı paylaşabiliyorsak, asıl değerli olan candan bağlılıktır. Artık üzülerek, kahrolarak kendinizi bitirmeyin. Buradaki zalimlerin amacı da bu zaten. Düşmanları sevindirmekten vazgeçin artık. Bugün, canlarımızı değersiz bir eşya gibi trenden aşağıya, buzlu sulara atanlar bilsinler ki, her şeyimizi atamadılar. Hiçbir kuvvet, bizim insan olarak belleğimizde yer alan anılarımıza asla dokunamayacak. Ancak biz ölürsek o bellek de bizimle gider.” Bilge Dede, insanı kaskatı eden soğukta, sıcacık yüreğini ve ellerini başıma şefkatle koyarak devam etti:

“Üzülme balam, güzel yavrum. Bu insanlar, o soğuk suya sadece anneni, neneni atmadılar. Onlar, kendi insanlıklarını da fırlattılar oraya. Bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar, üstlerine ne giyerlerse giysinler; nereye giderlerse gitsinler, içlerinden söküp attıkları insanlıklarını bir daha asla giyinemeyecekler. Çünkü gerçek bir insanın varlığı, yüreğinin güzelliği ile vücut bulur. İnsana en çok yakışan elbise, ruhuna giydirdiği merhameti ve insanlığıdır. Bu zalimlerin hepsi bir gün toprağa karışıp gidecekler. Kötülükleri de onlarla birlikte gömülecek. Ama… ama özgürlüğün ve umudun mezarı hiçbir zaman kazılamadı. Fani olan candır, baki kalacak olansa özgürlüktür. Güneşi, gökyüzünü, rüzgârı bağrında taşıyan en büyük duygu onurlu özgürlüktür. Ölümsüz olan odur.”

 

Yayın Tarihi: 13.07.2024

ISBN:  9786259816500

Dil: TÜRKÇE

Sayfa Sayısı: 300

Cilt Tipi: Karton Kapak

Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı

Boyut: 13.5 x 21 cm

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. https://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   https://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Okey Oyna ankara chat istanbul chat