KIYAMET / Işıkbinyılı
KIYAMET / Işıkbinyılı
Perşembe, 06 Şubat 2014
Sizin yedek güvenliğiniz için benim ölmem mi gerekiyor?
Vermezsen gizli servise seni terörist olarak yakalatma emri veririm.
Geride kalan çocukları kurtarmamız gerek…
Niye bu kadar sıcak?
Çünkü bombalar çok erken ve arka arkaya patladı.
Bombalar mı?
Yeryüzünde derin yarıklar açıldı. Yörüngeden bile çıkmış olabiliriz.
Sen nasıl yanıma yaklaşabildin?
Protokol masasına servis yapan garsonlardan biriydim.
Protokol mu?
Silah araştırma merkezinin açılış kurdelesini kesmiştiniz. Sahnede doğum gününüz için özel gösteri sunan çocuklar vardı. Hani eşiniz duygusal gözyaşları döküyordu.
Tamam tamam galiba hatırlıyorum.
Deney bombalarını patlatma şerefi başkan olarak size aitti. Kilometrelerce uzaktan, evinizdeki rahat koltuğunuzda otururken cep telefonunuza dokunarak patlatacaktınız.
Tabii! General gizli şifreyi bizzat benim kaydetmemi istedi. Kaydederken içimde delice bir istek kabardı.
İstek mi?
Ertesi günü bekleyemedim. Kaydet yerine ‘onayla’ düğmesine bastım.
Şaka gibi.
Bastıkça da basasım geldi.
Ve bom bom! Yine bindiğiniz dalı kestiniz diyeceğim ama bu kez bütün orman alev alev.
Şimdi beni kurtarmak zorundasın!
Niye?
Çünkü ben başkanım.
Sayın başkan bakın lav katmanları nasıl hızla yaklaşıyor.
Allahım! Yaşasın!
Ne?
Seçilmiş bir kul olduğumu biliyordum. Kıyameti başlatmak bana nasip oldu.
Fakat…
Cennetin kapısı nerede?
(c) Dursaliye ŞAHAN ve IŞIKBİNYILI.ORG – İstanbul, 6 Şubat 2014 –http://www.isikbinyili.org – http://www.onesoul.biz