“Kırk Kapı – Kırk Şair” adlı Fotoğraf Sergisi’ne davet / Adil Okay
Adil Okay’ın SENNUR SEZER İLE AHMET ADA’YA İTHAF ettiği “Kırk Kapı – Kırk Şair” adlı Fotoğraf Sergisi’ne Davet…
Açılış: 21 Nisan Cumartesi saat: 14.00
Yer: Hatay Kitap Fuarı. Otogar yanı. Antakya – Hatay.
“Şair kapıları: Kırk kapı – kırk şair” adlı projemde yer alan fotoğrafların çoğu sürgün yaşamım boyunca üç kıtadan (Afrika, Asya ve Avrupa) çektiğim karelerden derlenmiştir. Şiirlerin büyük çoğunluğu ise sergide yer alan kapılar için yazılmıştır. Yani bu projenin özgün (ve zor) olan yanı, şiirlerin “toplama” olmaması, yaşayan şairlerin özel olarak“kapı”larıma okuma yapmasıydı.
Elbette bu kolay olmadı. Bunun için onlarca şairin kapısını çaldım, hepsinden de birbirinden güzel yanıtlar aldım. Bu şairlerden ikisi bu gün yaşamıyor. Sevgili hocalarım Sennur Sezer ve Ahmet Ada hem birer şiirleriyle sergiye katkıda bulundular hem de bana çalışmamda moral verdiler. Sergi açıldıktan ve “Şair Kapıları” adıyla kitap olarak yayınlandıktan sonra ikisini de kaybettik.
Bu nedenle “Hatay Kitap Fuarı”nda açtığım bu sergiyi onlara, Sennur Sezer ve Ahmet Ada’ya ithaf ediyorum.
Birçok kenti – ülkeyi dolaşan “Şair Kapıları” sergisi önce “40 Kapı 40 Şair” adıyla tanındı. Bildiğiniz gibi “40”, bizim coğrafyada sadece bir rakam değil, aynı zamanda başlı başına bir metafor. O nedenle projeme şiirleriyle katkı sunan şair (ve fotoğraf) sayısı 40’ı geçse de önsözümde yer alan “40 Kapı” ifadesini değiştirmedim. Bunu bir sembol olarak düşünmenizi diliyorum. Elimdeki basit – kompakt makinelerle yapmaya çalıştığım sözünü ettiğim bu “Sembol ve Metafor”ları ‘anda durdurmak’tı. Bu nedenle okuyucuları – izleyicileri “Teknik gözden – Kuralcı bakıştan” geçici olarak uzak durmaya ve “Kapılar ve Şiirler”le birlikte Sınırlar, Sınıflar, Kimlikler, Kültürler ve Çağlar arasında yolculuğa çıkmaya davet ediyorum.
Diğer yandan kitapta yer alan kapıların hangi coğrafyadan olduklarına dair dipnot bulamayacaksınız. Bu unutma değil bilinçli bir tercihtir. Öncelikle okuyucunun, izleyicinin düş gücünün harekete geçmesini istedim. Sonuçta kapıların örttüğü (veya açtığı): “Korku – Sevinç, Zafer – Yengi, Utanç – Gönenç, Varlık – Yokluk, Çirkinlik – Güzellik, Kan ve Ter…” insanlığın eseridir. Bu saydıklarım da sadece doğal evrim (determinizm) değil, insan iradesinin (volontarizm) sonuçlardır.
Kapıların hep “barış”a açılması da yine “İnsan”ın eseri olacaktır.
Adil Okay
A.Rahim Kılıç, Âba Müslim Çelik, Ahmet Ada, Ahmet Çakmak, Ahmet Günbaş, Ahmet Telli, Arife Kalender, Arzu Demir, Ayten Mutlu, Berivan Kaya, Cafer Demirtaş, Celal Soycan Cevahir Bedel, Enis Akın, Fatma Aras, Gökçenur Ç., Halide Yıldırım, Hayati Baki, Hüseyin Peker, İlker İşgören, Kenan Yücel, küçük İskender, Levent Karataş, Metin Cengiz, Metin Kaya, Metin Kaygalak, Mitat Çelik, Murathan Çarboğa, Mustafa Güçlü, Mustafa Köz, Muzaffer Kale, Müesser Yeniay, Nalan Çelik, Nevin Koçoğlu, Nilay Özer, Nisa Leyla, Nurettin Taşçı, Ogün Kaymak , Perihan Baykal, Sabahattin Yalkın , Selim Temo, Sema Güler ,Sennur Sezer Sezai Sarıoğlu, Sina Akyol, Şaban Akbaba, Şükrü Erbaş, Tuğrul Keskin, Turgay Fişekçi, Türker Özşekerli, Yaprak Öz, Yavuz Özdem, Yılmaz Odabaşı, Zehra Betül , Zeynel Çok, Zeynep Köylü.
Not: Sergi Fuar boyunca (20-29 Nisan 2018) açık olacaktır.