KEŞİŞİN ÖLÜMÜ | Aziz Kemal Hızıroğlu
uzadı an yıllara yayıldı kırmızı
küfür buldu yalnızlığına kutsal kitap
arasında kurumuş gül ve şarap lekesi
her yudumda ibriğe yeni dudak yarası
kendini yola bıraktı keşiş
kurumuş gül düştü kitap arasından
yolun yürümesine ses çıkarmadı
yerlere kadar elbisesiyle bir peri
ısınması kendi güneşinde
kadınca nasıl beklenirdi bilmiyordu
baktı bir keşiş: dinamit gibi
acının kurduğu köprüleri
usulca geçti peri
kaynağını arayan bir gülümseme
paranoya yüzünden bulunamadı
kum, cam ve günah
insan işi ısırgan düşüncelerden
korudukça kendini keşiş
kaktüsün canı yandı
manastır görmemiş altın saçlı peri
kişisel güneşinde uzun
elbisesini mi tarıyor saçlarını mı
kum, cam ve günah, şeytan işi
en çok kaçırılan yakınlık
keşişi beklemede
yolun yürümesi yavaşladı
aslanağzı açıldı ilk bakışta
paranoya kendini aldattı
gözden düşen yargıyı takıp takıştırdı sevinç
zaman geri istedi gözyaşını
madem gülümseme bekliyorsun, al sana
kirli giysisi çözüldü köprünün, yol durdu
periye dokundu tanımsız bir çığlık
günah çocuk saflığıyla büyüdü göğe
yeni bir mutluluk buldu kırılan cam
sırlandı, kendini gördü insan
keşiş öldü…
Aziz Kemal Hızıroğlu
(*) Saprofit, Körfezin Sesi Yay. Mayıs 1996