Dolar 34,4807
Euro 36,4050
Altın 2.957,53
BİST 9.362,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Hafif Yağmurlu

Keramet Yok, İnsani Değil! | Mir Murat Demir

05.02.2022
472
A+
A-
Keramet Yok, İnsani Değil! | Mir Murat Demir
Nedir keramet; ermiş kimselerin gösterdiklerine, yarattıklarına inanılan, aklın sınırlarını aşan, şaşkınlık verici, doğaüstü olay. Peki, ermiş kimse kimdir? İnanışa göre Tanrı katında belli bir aşamaya ulaşmış kimse, eren. Bazı terimlerin manalarına bakarak yeniden bazı kelime, kavram, yakıştırmaların ne manaya geldiğini öğrenmek istiyoruz.

İnsan için öğrenmek, sorgulamak, doğruya, en doğrusuna ulaşmak, en güzeli, en iyisi. Yaşadığımız hayatta kendi bilgi dağarcığımız dışında herkim ne yapıyorsa, algılayamadığımız bir beceri, hareket, laflar ediyorsa, en kısa yoldan iki tarif yapıyoruz, keramet sahibi ya da deli. Günümüz toplumunun meselesi değil bu, asırlar boyu devam edip gelmiş günümüze. Az sayılabilecek bir kesim, bilgi ve beceri, deneyimleriyle bir araya getirip, daha iyi daha kullanışlı daha verimli bir icat yapmak maksatlı bilimsel çalışmalar içine girmişse de, kişinin fert olarak eğilimlerine, duruşuna göre, deli dememizde mümkün, keramet sahibi dememiz de. Bilim adamı, uğraşlarıyla, insanlığa daha faydalı olabilmek adına çalışıyor demekten hep uzak duruyoruz. Neden bu tutarsız hareket yığını içine hapsetmişiz kendimizi, ezberlerle yetişmişiz, tekrarlarla yaşamışız, yenilik ve gelişmişliklere hep kapalı durmuşuz ya da uzunca bir süre tedirgin bakmışız.

..

“Sabah cemaat namazından dönerken yolda, bir ineği zorla bir arabaya yüklemeye çalışan bir gruba rastladım. İnek binmekte direniyor, bir türlü binmiyordu arabaya.

Ben yaklaştım ve bir elimle ineğin alnını şöyle bir okşadım. İnek sakinleşti ve direnmeyi bıraktı. Adamlar ineği hemen arabaya bindirdiler.

Ben gururlandım ve kendi kendime “Sabah namazının kerameti işte” dedim.

Eve geldiğimde annem ağlıyordu.

– “Niye ağlıyorsun?” dedim.

– “İneğimizi çalmışlar!” dedi.

İnek beni tanımıştı, ben ineği tanımamışım.”

..

Kendimizi sorgulamakla başlayalım, art niyet barındırmayan, suç işleme gayretinde olmayan, çalmak, çırpmak, dolandırma niyetinde olmayan ve bizim keramet sahibi dediğimiz ne kadar insan, birey varsa, biliniz ki biz insanların yakıştırması, etiketlemesidir. Kişi gerçekten somut ya da somut bilimle uğraşmışsa, denemiş, üretmiş, yeni yeni güzel buluşları ya da eserleri ile insan önüne çıkmışsa, ego, kibir, kendini beğenme huylarından uzaklaşıp, iyi insan olabilme, insanlığa faydalı olabilme uğraşı içindeyse, neden kendisini “kerametli” diye tanımlasın ki? Tanrı yarattıkları içinde yüzbinlerce canlı varken, aklı sadece insana vermiş, olağanüstü güç, en zor olanı dahi yapabilme kudretini dahi insana verebilirdi elbette, görünen o ki, yaşadıklarımız gösteriyor ki, böyle bir keramet insan da yok. İnsan akıl sahibi ve yetiştiği ortama, aklını kullanabilme becerisine, algı seviyesine göre, bazılarımız daha iyi daha başarılı, bazılarımız vasat seviye de, bazılarımız ise akılsızlığından değil, tembellik ve gayretsizlikten geri planda kalmayı tercih etmiş. Biraz da içinde bulunduğu şartları ve hayatın sunduğu imkân ve fırsatlar, rastlaşmalar dersek hata olmaz. İnsanoğlu ile keramet, olağanüstü, olağandışı yakıştırmaların tümü insan marifeti, insan yanılmasıdır.

Mir Murat Demir

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.