Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Kadın öykülerinde yasak aşklar – Rahim Gür

Kadın öykülerinde yasak aşklar – Rahim Gür

Parantez Aşklar

 

“Ah O Kadınlar” küçük oylumlu öyküleri Dursaliye Şahan’ın.

Yazın Dergilerinin birisinde “ Alev” öyküsünü okuyunca ilgimi çekti. İzlenmesi gereken öykücüler olarak belleğime kazıdım. “ Ah O kadınlar” küçük oylumlu öyküleri betiği geçti elime. Özenle okudum. Daha önce okuduğum “kadın” özekli öykü, roman, anlatılardan ayrıksı özgünlüğünü sezinledim. Çalışma defterime girişi de özgünlüğündendir. Öyküyle savaşımı yeni değil epeyce eskilere dayanıyor. Yazın yolunda, öykü patikasında kendini sınayarak okuruyla buluşması yenidir sanırım. “ Ah O kadınlar” kitabın yaşamımızın içinden kadınlardan oluşturmuş. “ Parantez Aşklar”ın parantezliğini düşündüm uzun süre. Yaratılan öykü özneleri toplum içinde benzerlerinin sıklıkla görülemeyen, ancak iyi gözlemcilerin uzun süremde yakalayabildiği kadınlar olduğunuz sezinlediğimde de ilgim yoğunlaştı. Öne çıkardığı insan öğesinin kaynağından gözümüzün önüne serdiklerine baktığımızda ülkemiz insanının çok boyutuyla bildik oluruz.

Öykü kişileri günlük yaşamda sıklıkla gördüğümüz, ilgimizi çekmeyen, kendine özgün yaşam öykülerinin gizeminin ayrımında bile olmayan; kırsaldan, gecekondulardan, kentlerin orta alt-orta üst kesiminden kadınlar olduğunu görüyoruz.

Öykü kişilerini insan, insan- çevre, insanın insanla ilişkileri, yaşamın geçimlik savaşımı bağlamında anlatmada kıvrak bir ustalık gösterir. İşçi, işsiz, hizmetçi, sürücü, evde koca bekleyen kız, istenmedik evlilikler, mutsuz ama geçinmek zorunda kalınan evlilikler. Mutsuz, mutlu görünmeye çabalayan, yanlış evliliklerin kıskacında bunalan kadınların, insancıl bir yaklaşımı kocalarından bile göremeyişinin buruk acısını duyumsarsınız. Aslında derin bir toplumsal sorun olan sıkıntılarımızın eğitilememiş kadınlara acımasız dayatmaları… Alt geçimlikten sıyrılamaya çabalarken üst geçimliğe ulaşamayan, insan olabilme savaşımında sınıfta kalan memur, çevresi kendisine dar geldiğinden mahalleyi terk eden dik başlı(!) kadın, köyden kaçan ağa kızı, sosyal güvence isteyen hizmetçi dillendirilir.( Ah O Kadınlar’dan.)

Sağlıklı ilişkilerle kurulamayan sağlıksız çekirdek ailelerinin çıkar ilişkilerine özekli yaklaşımlarla sürdürülmesi kolay gibi görülse de bir noktada aksar mı? Yaşamı geldiği gibi yaşamayı doğaçlamadan benimseyenler mi daha kolay mutlu olur? Bir dönemde yaşamı okumamış, olgunlaşmamış, bulaşık bilgi romantikliğinde yapılan evliliklere aldandı ülkemin aydınları(!). Amcakızı, teyzekızı, okuma yazması kıt- ya da olmayan; görümlü-apalak topalak kadınlarla yapılan evliliklerin ilerleyen yıllarında düş yıkımına uğrayarak yaralanmadılar mı? Düşlediklerini gerçekleştirmeyi bırakın, bilisiz- gözü açılmadık bildikleri kadınların köylü kurnazlığıyla erkekleri yönetmeye, silikleştirmeye başladıklarında Gançarov’u anımsamamışlardır ama Makbule’leri tanımışlardır sanırım. Kasabalı Alev’in özüne özgün tasarımcılığını, Cemile, Filiz, Serpil, Özlem, Semiha, Meryem, Reyhan Hanım aşkı nasıl algılıyor? Beklentisi özgün aşk mı, aşk meşk işlerinin evliliğin tuzu biberi olduğuna mı, evliliğin özü olmadığına mı inanıyor? “Parantez Aşklar”  aşkı ve evliliği bildiğimiz ölçütleri/ölçülerin dışında, daha olması gerekenden bakan öyküler demeti oluyor. Araçlığı da buradan kaynaklanıyor.

“Parantez Aşklar” toplumumuzun birbirini anlamaktan uzak kadınlarına, erkeklerine yazılmış toplumsal iletilerdir. Sağlıklı çekirdek aileler kurabilmemizi kolaylaştıracağı düşüncesiyle örülmüş öykülerde; monolog biçeminde yazılmıştır.  Dokuz öyküde öne çıkarılan ana iletiyi; “ Hiçbir nikâh, gönül bağı kadar güçlü olamaz.” tümcesiyle vurgulamış önsözünde yazar. Öykülerindeki ayrıntılar da düşüncesini desteklemektedir. Olayların akışının betimlemelerle dengeli gitmediğini görürüz. Betimlemeler çok kısa, İlginç tümcelerin içinde sıkıştırılmış olarak görülür. Olay anlatımı yeğlenmiş, betimlemelerin getireceği derinlik önemsenmemiştir. Bu tutum anlatımı gösterir, görselliği öne çıkarır, sinemasal bakışla yaklaşılır biçeme sokmuştur. Olaylar betimlemelerle beslenmede eksik kalıyor izlenimi oluştu. Öykülerin tümünde her kesimden okurun kolayca okuyup usuna kazıyacağı yaklaşımda dil örüntüsü oluşturulmuş. Demek ve göstermek öne çekilmiştir. “ Kapıyı çalmadan girip gözleri çakmak çakmak üzerine yürüdü. Odasında tek başına ağlamaya başladı.”

Öykülerin gördürme özgünlüğü yerli yerinde, ayrımsatma, sezinletme örtüllülüğü duyumsanmıyor. Duygusal bağlamda bakıldığında özneler öfkelerini açıktan dillendirememenin ezikliğini yaşar. Hizmetçiye sigorta yaptıran ağa, iyi ağa filmlerindeki olması gerekeni duyumsatırken, gerçekçi midir?

Kadın yazarlarımızın anaç duygularıyla kurgulanan öykülerinden ayrıcalıklı olarak, görseli, sineması ağır basan öykülerde dil çapakları gözden kaçmıyor. Yazarın öğrencilik yılları ve yaşamı aydınlanmacı yıllara düşgelmesine karşın; sözcük seçimindeki tutumunu kendi ölçütlerimde eksik buldum. (…misali, mümkün, sırrı, cevap, yadigâr…) Kişilerin konuşmalarını yazma dışında, Türkçeye özen yazarın gelecek kuşaklara kalıcılığının bir ölçütüdür sanıyorum.

“Ah O Kadınlar” kitabı “ “ Parantez Aşklar” kitabıyla birleştirilerek okunursa daha derin etkisi olur inancındayım. Öykülerin özüne baktığımızda fanatik feminizm söylemlerinin ucuzluğuna düşmediğini görürüz. “Parantez Aşklar”ın biçimlendirilmesindeki görsellerin, dize alıntılarının çokluğunun okurun kitaba yoğunlaşmasını engellediğini düşünüyorum. Yazar böylesi alıntılarla iletisinin güçlendireceğini mi sanıyor. Öyküleri Sayın Dursaliye Şahan özgünlüğünde okumak okurun beklentisidir sanırım.

Kısa, piyasanın istendiği, söylemek isteyip hiçbir nen söylemeyen, görsele uyuma uygun, (sikeç!) biçimli yazımları 21. Yüzyılın yazın hastalığı olarak algılamaktayım. Kısa öykü yazma kaygısıyla bu yanılgıya düşmeyen öykü ve romancıların gelecek sözü verdiğine inancıyla okuduğum. Sayın Dursaliye Şahan’ın öykülerini okumayı, yazdıklarını izlemeyi sürdürürken, romandaki yeteneğini de görme beklentisindeyim.

Kendince edindiği anlatım özgünlüğünün gelişmelerini izlemek kararlılığıyla başarılarının sürmesini dilerim.
Ödemiş; 2018
&
•    Dursaliye Şahan.  Ah O Kadınlar. Akademisyen Kitabevi.
•    Dursaliye Şahan . Parantez Aşklar.  Sola Yayınları. İstanbul-2017

Rahim Gür

Kaynak: https://www.liseedebiyat.com/kuetuephaneler/242-ktap-tanitimi/11666-yasak-asklar-rahim-gur.html

 

Lise Edebiyat

SINIR: ORTALAMA İNSAN AKLININ SINIRLARI (MI?) – DURSALİYE ŞAHAN

KOD ADI YEŞİL Mİ? – DURSALİYE ŞAHAN

YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN – DURSALİYE ŞAHAN

AZİZ – DURSALİYE ŞAHAN

ÖYKÜ SİNSİ OLABİLİR – DURSALİYE ŞAHAN

TOTTENHAM ÇOCUKLARI(DURSALİYE ŞAHAN) -RAHİM GÜR

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.