İbram Erdem’den Mektup Var / Gazeteci Yazar Kerim Özbekler
Bir ışık yakmaya… Aydınlatmaya…
Sevgili kardeşim! Kızgınım, üzgünüm ama sevda doluyum. Tam da şimdi! Ne demek istediğimi en iyi sen bilirsin!
Biriktirdiklerimizin dökümünü yapma zamanı geldi. Sen çok güzel çalışmalar yaptın Türkçe için. Türkçe’ye borcun bitmedi. Biliyorsun!
Ya gelip o kitapları yakarım ya da sen onların dökümünü yaparsın. Sende kalanı. Türk ve dünya sorunlarının sendeki izi…
O zaman işte, bugün.
Tük romanının sorunu var, hiçleştirilmesi var. Köy enstitülülerin erdemi var. Öykü aynı durumda…
Dünya yıkılıyor bu konuda. Düşündüklerimiz ne zaman gün yüzüne çıkacak.
O zaman, şimdi.
Bize Türk insanına, aydınına, edebiyatçısına, Türkçeyi sevenlere, yaptıklarını anlatarak işe başlamanı istiyorum.
O yılların geçip gitmesini değil. Ortaya çıkan muhteşem eserlerin oluşumunu, gereğini, “mirası” sen kime ne miraslar bırakacaksın bunları anlat bize.
On iki sayılık bir plan yapmanı istiyorum. 15 Ağustos 2018 tarihinde elimde olacak biçimde. Bu kez yalnız kalmak istemiyorum.
Maddi, manevi…
Cumhuriyetin güzel çocukları koltuklarınızdan kalkın, beyninizin içine bakın artık.
Tam bugün…
Şiir, deneme, eleştiri nerede? Bu sorunlar bizi ilgilendiriyor. İçimiz kanamıyorsa söyleyecek bir şey yok.
Okuduğumuz binlerce kitap zehirlesin bizi. Buna bakarak borçluysak borcumuzu ödeyelim. Bunun biçimini, yönetimini en iyi bilen sensin. Bu görevi bölüşmezsek zehir zıkkım olsun tüm yaşadıklarımız, okuduklarımız, düşlerimiz özlemlerimiz, umutlarımız…
Zaman daralıyor. Eskisi gibi dinç, çalışkan, savaşkan değiliz belki, ama son güne dek bu işimiz. Bu işi yaparsak sağlığımıza kavuşuruz.
Güzel işler yapmak bizi onurlandırır, bölüşme bizi çoğaltır. Sevinç kucaklar bizi.
Daha ne olsun?
Tartıştığımız, tartışacağımız binlerce konu var. Bu bizim için çok gerekli. Bu toplumun aydınları için de çok gerekli. Holdinglerin, efendilerin, aymazların bayılttığı aydınlarımızın çok ihtiyacı var.
Okullardayken, kitapların peşindeyken nice konu tartıştık. Hepsi orada kaldı. Orada kalırsa işte böyle dona kalırsın aydın!
Rıfat Ilgaz’ın şiirini biliyorsun. Korkuluk olmayacağını biliyorum. Hadi kalk ayağa o beynindeki tüm sevinçleri, sorunlar yumağına sokarak düzelt. Biz kaçtığımız için, biz korktuğumuz için, biz “bir şey olmaz “ dediğimiz için “Bu ülke nasıl kurtulur?” afyonunu yuttuktan sonara göreceğin gerçek bu. Ama kalkılır, o birikmiş düşünceler bir kişiyi aydınlatsa dünyaya bedeldir. Mustafa Kemal böyle başladı. Daha binlerce örnek var. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun.
O zaman?
1 Eylül 2018 tarihinde Öyküşiir Dergisi yeniden başlatıyoruz. Kafa bulmaya, kendimizi aldatmaya, zaman uyutmaya değil.
Bir ışık yakmaya…
Aydınlatmaya…
Ya tutsak olacağız uyuyup ölümün kapısını çalacağız, ya da bilgimizi gün yüzüne çıkararak yarınlara kapılar açacağız.
Gözlerinden öpüyorum.
Öyküşiir Dergisi 48. Sayısıyla yayım yaşamını sürdürüyor. 64 sayfa 14*20 boyutunda saha önceki sevimli görüntüsüyle okurlarıyla 1 Eylül 2018 tarihinden itibaren yayın hayatını sürdürecek. Yıl sonuna kadar ki programımız:
Eylül: Barış! Hemen Şimdi!
Ekim: Eğitim/Sizsiniz
Kasım: Ölüm Adın Kalleş Olsun
Aralık: İnsan Üzerine Demeler (İnsan! Kimsin!)
Yazar-şair arkadaşlara programımızı sunar, katkılarını bekleriz. Her sayı için son gönderim tarihi her ayın 15’idir. Bilginize…
İbram Erdem
Özgür Sanatçılar Derneği Başkanı
Tuna Caddesi, No. 26/4 Kızılay/Ankara
Tel.0-535-6747779
E Posta.oykusiir18@gmail.com
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Değerli şair ve yazar arkadaşlarla birlikte olmanın mutluluğunu duydum. Hatice Elveren Peköz arkadaşımızın duyarlılığına, emeğine teşekkür ederim. Sevgimle