Her ölüm erken | Cevdet Vural
Her ölüm erken
Her ölüm acıdır kalanlara
Yaşamak vardı yas tutmadan
Yürekler pas tutmadan
Meydan okumak vardı
Geçmişin karanlığına
Geleceğimize göz diken hayasızlara
Pişman olmadan
Tövbe etmeden
Yürümek vardı dümdüz inandığın yolda
Şafak kızıllığında
Anlından öpmeliydi güneş
Yeniden filizlenecekti çürümüş tohumlar
Yeniden açacaktı
Budanmış linç edilmiş bayramlar
Şarkılar söylenecekti
Gül göbeğindeki kelebeklere
Dal çatallarındaki kuş yuvalarına
Yıldızlarla süslü gri gecelerde
Söylenmeliydi özgürlük türküleri
Uyan ne olur
Her bahar uyanan kökler aşkına
Sen su ver taze ışkınlara
Çıkar yüreğindeki mavileri
Hadi düşür şavklılarını gözlerinden
Mor salkımlı üzümlere
Yıllanmış şaraplara
Pes etme ne olur
Sen can ver
Pembe uykularındaki mavilere
Ölen öldü bu uğurda gülüm
Yüreğimize gömülen acılar aşkına
Teslim olma gözyaşlarına
Uyandır sol yanındaki cevheri
Ninni söyletme kara bulutlara
Şiir gülüşlü çocuklar aşkına
Ne yas tutma zamanı
Ne pas tutma zamanı
Biz söyleyeceğiz
Gidenin düşlerindeki mavi türküleri
Biz çıkaracağız
Umut dolu ışıkları karanlıklardan
Biz çekeceğiz güneşi mavilere
Bizi bekliyor
Gözyaşları inci
Pembe gülüşlü çocuk gamzeleri
Korkusuz büyümeli
Kınalı şekerler tadında çocuklarımız
Suskun söylenmesin mavilim türküleri
Susma ve eğme başını
Bir selam yolla sitemle
Noktasız gülsün yarının çocukları
Sen el uzat
Onlar gül açsın
Şiir tadında
Ve gök kuşakları renginde…
—–