Hasan Ali Toptaş Metinlerinin Çözümlenemezliği ve Eleştirilemezliği / Taylan Kara
Taylan Kara’nın yazısı…
Prof. Dr. Yıldız Ecevit H.A.Toptaş’ın romanı için şöyle der:
“Görecelik, belirsizlik ve olasılık gibi kavramlarla çizilen yeni gerçekliği kurmaca düzleme taşıyan edebiyat ürünleri, uyumdan çok uyumsuzluğu yansıtırlar; heterojen bir yapıları vardır; onları tek bir anlam çerçevesinde dizginlemek olanaksızdır; her yöne çekilebilen açık yapıtlardır bunlar; çözümlenemezler; Derrida’nın dediği gibi, aporia’da düğümlenirler.”
Aporia: “Bir araya getirildiklerinde tutarsızlık arz eden bir grup önermenin yarattığı zihinsel karışıklık, bilişsel karmaşa hâli.”
Peki bu metinleri nasıl incelemeliyiz ya da değerlendirmeliyiz? Y. Ecevit’e göre bu metinleri çözümleyemiyoruz.
Çözümlenemiyor, çözümlenemediğinden bir analiz yapamıyoruz.
Çözümleyemediğimiz ve analiz edemediğimizden eleştirme olanağımız da yok.
Bu, aklın iptalini talep etmektir.
*
O kadar büyük metinler ki anlam veremiyorsunuz!
Anlam veremiyorsunuz çünkü bu metinler büyük metinler!
Y. Ecevit, böylece okuru bir totolojiye mahkûm eder.
Y. Ecevit’in yaptığı şey, bu metinlere kutsal metin muamelesi yapmaktır. Bu mantık, bütünüyle mit yaratmaya hizmet eder. Y. Ecevit’in bu yaklaşımı LOGOSA DEĞİL MİTOSA SIRTINI DAYAR.
Böylelikle eleştirel akıl yasaklanır. H. A. Toptaş’ın metinlerini, okurun ya da eleştirmenin eleştirel referanslarını geçersizleştiren bir yere koyar.
Anlam arayamıyorsunuz.
Herhangi bir yöntemle analiz edemiyorsunuz. Hiçbir şekilde sorgulayamıyorsunuz.
Sadece kendi kendini oluşturan, referansı yine kendisi olan, “kendinden menkul” metinlerdir bunlar.
Hasan Ali Toptaş, AKILDIŞILIĞI, BİLGİSİZLİĞİ VE MİSTİSİZMİ YÜCELTEN, AKLI KÜÇÜMSEYEN BİR ROMANCIDIR.
Hasan Ali Toptaş, akıl ve aydınlanmayı sahiplenen bir hareketin/düşüncenin sahipleneceği en son yazarlardan biridir.
Yakın zamanda bu konuyu başka yönleriyle de detaylı olarak ele alan bir yazı yayımlayacağım.